Activision, ilk olarak 2003 yılında oyunculara sunduğu Call of Duty serini bilmeyen, kıyısından köşesinden az da olsa oynamamış olan oyuncu pek yoktur diye tahmin ediyorum. Yıllar içerisinde birçok oyunu çıkan seri, en çok satan oyunlar listesinin zirvelerinde yer alsa da son yıllarda çıkan yeni oyunları özellikle hikayeli oyun severleri biraz olsun üzdü. Sanki biraz; hikaye modu da olsun diye yapılmış, kısa tutulmuş, hani o eski oyunlarındaki hafızalarımıza kazınan, içimize işleyen sahneleri barındırmayan oyunlar olarak karşımıza çıkmaya başladı. Zira Call of Duty, özellikle hikayesi ve barındırdığı karakterleri ile efsane olmuş bir seri. Eee tabi bunun böyle olmasının sebebinin de online kısmına daha çok ağırlık verilmesinden kaynakladığını bilmeyenimiz yok. Hatta Call of Duty Black Ops 4’te hikaye modu bile yoktu.
Neyse, serinin en yeni oyunu Call Of Duty Vanguard’a bakacak olursak, daha önceden 2017 yılında yayınlanan Call of Duty: WWII’yi geliştiren ekip Sledgehammer Games, Call of Duty Vanguard’ın da yine arkasındaki ekip ve yine ikinci dünya savaşının içine bizleri sokuyor ama bir farkla. Bu sefer evren, Modern Warfare ve Black Ops Cold War evreni ve WWII ile hiç bir bağlantısı bulunmuyor.
Önceki oyunlar Modern Warfare ve Black Ops’lara geri dönüp oyunlar hakkında çokça detaya sizleri boğmak istemiyorum. Asıl konumuz ve konuğumuz olan Call of Duty Vanguard’a dönüp nasıl bir oyun olmuş, hikayesi, atmosferi ne alemde bunlara değinelim ve uzunca bir yazı yazıp sizleri boğmayalım istiyorum. O zaman uzatmadan başlayalım…
Call Of Duty Vanguard Hikaye Modu İncelemesi
Hikayeye Bakış
İkinci Dünya Savaşı’nda Nazilere ve Japonlara baş kaldıran bir grup askeri konu alan hikayemiz, Hamburg 1945’te başlamakta. 6 kişilik bir ekip olarak Project Phoenix isimli projeyi çalmak için Nazi üssüne sızmaya çalışıyoruz. Ekipte sırasıyla: Arthur Kingsley, Richard Webb, Polina Petrova, Lucas Riggs, Wade Jackson ve Novak gibi yeni isimleri görüyoruz. İlk bölüm, yani hikayenin giriş kısmına trende başlıyoruz ve ilk olarak Nazi üssüne giden treni kaçırmaya çalışıyoruz. Sonrasında işler daha da ilginçleşiyor ve ekipteki karakterlerimizin geçmişteki hikayelerini, ekibe nasıl, neler yaparak katıldıklarını bir bir öğrenmeye başlıyoruz.
Call Of Duty Vanguard, 5-6 saat arasında biten bir oyun olmasından dolayı incelemenin hikaye bölümünü uzun uzadıya sizlere aktaramıyorum. Hikaye içeriği hakkında anlatabileceğim çok şey olsa da bunu Spoiler vermeden başarmam mümkün değil. Lakin dilerseniz hikaye nasıl anlatılmış ona geçelim.
Call Of Duty Vanguard, sunum konusunda bir çok oyunun aksinde bir yol izleyerek, oyun içi ara sahneler yerine hikayeyi, görsel anlamda oldukça başarılı duran CGI Cutsceneler ile yani sinematik bir sunum ile bizlere aktarmayı tercih etmiş. Bu konuda Activision’ı kesinlikle tebrik etmek lazım çünkü bence önceki oyunlara göre (ki önceki oyunlarda da sinematik sahneler oldukça başarılıydı) daha iyi bir iş ortaya çıkarmışlar. Özellikle cutscenelerdeki oyunculuklar, yüzlerin gerçekçiliği derken hikaye sunumu özellikle dikkatimi çekti. Hatta bazen, özellikle karakterlerin yüzlerindeki ayrıntıları incelemek için Cutscene’i durdurup fotoğraf bile çektiğim oldu. Bu konuda gerçekten Vanguard’ı beğendim ama maalesef benim için hikaye açısından tatmin eden bir oyun olmadı. Hikaye anlatımı, sunumu oldukça hoş, fakat hikayenin konusu etkileyici olmayınca sunumun çok da bir anlamı kalmıyor.
Call of Vanguard’ı geliştiren ekip zamanında: “WW2’nin eksiği ikonik karakterler.” “Call Of Duty serisindeki diğer karakterler gibi bu seride de ikonik isimler yapmalıyız.” tarzında bir cümle kurduklarını hatırlıyorum. Bu olayı aslında oyunda yapmaya çalışmışlar ama ne kadar iyi yaptıklarını sizin takdirinize bırakıyor, aşağıda anlatıyorum.
Hikaye, Battlefield 1 tarzında anlatılmak istenmiş. Bir ana hikaye ve bu hikayenin ana karakterlerinin hikayeye nasıl geldiklerini, öncesinde neler yaşadıklarını anlatalım diye düşünmüşler. Oyun daha uzun olsaydı ve karakterlerin hikayelerine daha fazla vakit ayırılsaydı bu düşünce çok daha iyi işlenebilirdi. Yine de her karaktere bir geçmiş koymaya çalışmışlar. Bu da ekipteki insanların teker teker özelliklerini görmemizi sağlamış. Ancak 5-6 saatte biten bir oyun için karakterlere ayrılan süre çok kısıtlı haliyle o karakterlerle bağ kurmak oldukça zor. Bu durumun da oyunun ana hikayesine etkisini oldukça yetersiz buldum. Çünkü oyunun ana hikayesi ikinci plana atılıyor ve ona ayrılan vakit de azalıyor. Vakit azalınca da ana hikayenin gücü ciddi anlamda zayıflıyor. Bana soracak olursanız Vanguard’ın ana hikayesini tek bir Call Of Duty görevi olarak bile koyabilirlerdi.
Ekipteki karakterlere her ne kadar az süre ayrılmış olsa da içlerinde sevdiğim karakterler oldu. Bunu özellikle Polina Petrova ve Lucas Riggs için söyleyebilirim. Karakter gelişimi açısından da en net gelişimi Wade Jackson’a koymaya çalışmışlar. Önceki paragrafta bahsettiğim gibi, oyunun oynanış süresini uzatıp karakterlere daha fazla vakit ayırsalardı burada ciddi anlamda hikayeyi ve karakterleri övüyor olabilirdim.
Gelelim oyunun kötüsüne, Hermann Freisinger. Nazi Subayı olan Hermann Freisinger’ı maalesef ki sadece Cutscenelerde görüyoruz ve açıkçası iyi işlenmiş bir kötü olduğunu düşünmüyorum. Karakter sadece Jannick Richter isimli karaktere emir verip gözünü korkutuyor. Bunun dışında hiçbir ekstrası olmadığı için Vanguard, kötü karakter açısından baya zayıf kalıyor. Yani normalde bildiğimiz ikonikleşen Call of Duty kötülerinden sonra Hermann Freisinger, bu etkiyi bende yaşatmadı.
Call Of Duty Vanguard’ın hikayesi için kısaca, ellerinde iyi bir malzeme varmış ama bunu tam anlamıyla kullanamamışlar veya kullanmak istememişler diyebilirim. Hikaye, aksiyon filmi tadında ilerliyor ancak içeriği oldukça kısıtlı olduğu için ne yazık ki işin hikaye kısmını çok beğenemediğimi söyleyebilirim. Ancak oyundaki karakterlerle seriye devam edecekler gibi duruyor. Umarım potansiyel vaat eden bu yeni karakterlere daha fazla odaklanır, 5-6 saat değil de daha uzun süreler ayırırlar.
Call of Duty Vanguard’ın Oynanışı Önceki Oyunlar Gibi
Klasik yıllardır süre gelen ve zaten iyi olan Call Of Duty oynanışından çokta öteye geçmediğini rahatlıkla söyleyebilirim. Silah animasyonlarını özellikle beğendiğimi dile getirmem gerek. Şarjör değiştirmek, sıktığında silahın verdiği his ve düşmanı vurduğundaki vuruş hissi gayet oturaklı olmuş. İkinci Dünya Savaşı silahlarını kullanmayı seviyorsanız, sizi bu konuda tatmin edeceğini düşünüyorum.
Call of Duty Vanguard’da İkinci Dünya Savaşın’a ait bir çok silahını da kullanma şansınız oluyor. Oyunda en çok kullandığım silah Kar98 ve otomatik tüfekler oldu. Her Call of Duty oyununda olduğu gibi klasik olarak MG silahları, SMG’ler, saldırı tüfekleri, pompalı tüfekler, tabancalar ve keskin nişancı tüfekleri gibi silahlar bulunuyor. Oyun tarzınıza göre bu silahlarla oynamanız mümkün. Zira her yerde ammo box’lar dolu kurşun sıkıntısı yaşamazsınız.
Bunun dışında oyunda gizlilik mekanikleri de mevcut. Ancak bir Call Of Duty oyununda ne kadar gizli gidersiniz onu bilemiyorum, yine de ben giderim arkadaş diyorsanız oyuna basit, pasif bir stealth sekansları eklemişler. Bununla birlikte maalesef yapay zeka pek iyi değil. Dostlarımızın yapay zekası bir nebze daha iyi olsa da düşman yapay zekası ciddi anlamda problemliydi, yine de Call of Duty hızlı bir oynanışa ve aksiyona sahip olduğu için yapay zeka kusurları aşırı derecede gözüme batmadı. Birden fazla kez düşman askerinin yanından geçip gittim ve bana sıkmadılar bile, takım arkadaşlarımın ise düşmanların içinde ellerini kollarını sallayarak dolaştıklarını gördüm. Yine de dediğim gibi Call of Duty Vanguard hızlı bir oynanışa ve aksiyona sahip olduğu için yapay zeka kusurları bazen göz ardı edilebiliyor. Ama bu durum oyunu kolaylaştırıyor söylemeden geçmeyeyim.
Oyunun Bugları ve optimizasyonuna gelirsek, iç içe geçenler, öldüğünde yere yatmayanlar hala ayakta kalanlar, aniden ışınlanan ve yok olan karakterler elbette gördüm. Ancak beni zor durumda bırakacak veya oyunu oynanmaz hale getirecek bir hata ile karşılaşmadım. Orta üst segment sayılabilecek bilgisayarımla “ultra” ayarlarda gayet akıcı bir şekilde oyunu oynadım.
Oynanış kısmında değinmek istediğim bir diğer konu ise ekibimizdeki karakterler. Zira hepsi birbirinden farklı oynanış deneyimi sunuyor. Bunları da sizlere kısa kısa özetlemek istiyorum.
Call Of Duty Vanguard Ekibi
Arthur Kingsley
Kendisi ekibin lideri, özelliği yanındaki insanlara sadece emirler vermek. Bunun dışında ekstra hiçbir özelliği yok. Şuraya saldırın, şunun dikkatini dağıtın, şunu itin tarzında oldukça seçeneği kısır emirler verebiliyoruz ve bu emirler sayesinde ilerlememiz kolaylaşıyor.
Polina Petrova
Kendisi benim oynarken en çok zevk aldığım karakter diyebilirim. Polina’nın diğerlerinden farklı özelliği daha çevik ve hızlı oluşu, aynı zamanda kendisi Requiem isimli bir Kar98 silahına sahip. Polina, genel olarak gizlilik ve uzak mesafeli savaşlar için bir karakter olmuş. Gizlilik, Polina’yı oynarken çok daha eğlenceli. Çünkü eğildiğinde diğer tüm karakterlerden çok daha hızlı hareket edebiliyor. Aynı zamanda özel yeteneği sayesinde uzaktaki keskin nişancıların yerini anlayabiliyor.
Wade Jackson
Kendisi bir uçak pilotu. Açıkçası ben oyunlarda uçak kullanmaktan hep nefret etmişimdir (Muhtemelen çok beceremiyorum). Haliyle Wade’in uçak sürdüğü kısımları oynarken de eğlenemedim ama bu tamamen benimle alakalı bir problem. Wade’in savaş alanındaki özelliği ise The last of Us’a benzer bir mekaniğe sahip. Nedir bu mekanik? etrafta gözükmeyen düşmanların yerini, duvar, ağaç çalı çırpı fark etmeksizin görebiliyor. Wall hack gibi düşünebilirsiniz bunu. Aynı zamanda otomatik tüfekle birleştirirseniz, otomatik nişan alan ve herkesi öldüren bir yeteneğe dönüşebiliyor.
Lucas Riggs
Bu karakterin özelliğinden kısaca bahsetmek gerekir ise her türden bombayı taşıyabilmesi ve bomba atarken nişan alabilmesi. Onun dışında çok da değişik bir özelliği yok Lucas Riggs’in.
Grafik, Atmosfer ve Müzik
Call of Duty Vanguard, IW Engine oyun motoru ile geliştirilmiş bir oyun. IW Engine ise Modern Warfare serisini geliştiren Infinity War ekibinin elinden çıkan bir oyun motoru. 2019 yılında çıkan Modern Warfare ile de muazzam bir atmosfer ve grafik kalitesini bizlere sunmuşlardı. Ancak Sledgehammer Games’in bunun üzerine pek bir şey katabildiğini söylemem, aksine modellemeler olsun, yüz detayları olsun, çevre detayları olsun sanki önceki oyunlara göre biraz daha az uğraşılmış gibi geldi bana. Özellikle de yazının başlarında bahsettiğin muhteşem CGI Cutscenelerden sonra ara vermeden oyuna geçince bir anda yapaylık hissi kaplıyor ve bu da görsel anlamda zevkinizi biraz olsun bozabiliyor. Ama her ne olursa olsun bu bir Call of Duty oyunu ve genel olarak grafik tarafında başarılı bir oyun olduğunu söyleyebilirim.
Atmosfere gelecek olursak beni oldukça etkilemeyi başardı. Savaştaki kaosu, patlamaları düşmanların üzerimize gelişini çok güzel yansıtmışlar. Bunun dışında manzara ve mekan atmosferleri de oldukça etkileyiciydi. Özellikle şehirde geçen bir bölümde apartmandayken insanların normal hayatlarını sürdürmesi, sohbet etmesi, çamaşır asması, eve eşya taşıması hoş bir detay olmuş. Bazen bir oyun oynadığımı unuttum.
Müzikler ise kötü değil fakat akılda kalıcı muhteşem müzikler de değiller. Özellikle aksiyon dolu İkinci Dünya Savaşı temalı bir oyunda sizi gaza getirecek veya tüylerinizi diken diken edecek müzikler oyunun olmazsa olmazı. Ama maalesef bu hissi çok yaşayamadım oyunda.
Call of Duty Vanguard Hikaye Modunun Artıları ve Eksileri
Artılar
- İçine çeken güçlü Atmosferi
- Harika gözüken Cutsceneler.
- Gerçek bir savaşta olduğu hissi.
- Kendine has özellikleri olan karakter çeşitliliği.
- Gerçekçi vuruş hissi ve silah çeşitliliği.
- Aksiyon filminden çıkma sahneler.
Eksiler
- Hikaye yeterince güçlü değil.
- Karakterlerle bağ kurmak zor.
- Zayıf kalmış Kötü karakter.
- Kısa kalan bir oyun deneyimi.
- Etkileyici olmayan müzikler.
- Üstüne koyulamayan grafikler.
Sonuç
Call of Duty Vanguard, oynanış, atmosfer ve zengin karakter çeşitliliği yönünden her ne kadar iyi olsa da serinin hikaye bazında geride kalan bir oyunu olarak önümüzde duruyor. İkinci Dünya Savaşı hayranı bir insansanız oyun sizi biraz da olsa tatmin edebilir. Ancak sadece hikaye modu için alınır mı, orası size kalmış. Tabi online oynamayı seviyorsanız, o zaman işler değişir. Zira klasikleşmiş çok oyunculu ve zombi modu bu oyunda da mevcut.
Call of Duty Vanguard, 5 Kasım 2021 tarihinde PC, PlayStation 4/5, Xbox One ve Xbox Series X/S için çıkış yaptı.
