Postal 2 ve Postal 4 çıktığı zaman oldukça fazla vahşet ve ağır kara mizaha sahip olduğundan dolayı çokça eleştirilse de, oyunu sevenlerin sayısı da bir hayli fazla. Postal 3 çıktığı zaman ise eleştirmenler ve oyuncular tarafından yerden yere vuruldu.
Hatta bir çok oyuncu Postal 3’e “dünyanın en kötü oyunu” lakabını taktı. Yapımcılar, buna negatif değil, pozitif yaklaştı ve hala daha 3. oyunun dalgasını geçmeye devam ediyor. Bunu ilk ön bakış konuğumuz olan Postal 4: No Regerts ve tanıtımında sıkça görüyoruz.
Oyun neredeyse 3 senedir erken erişimde kalsa da, hala daha oyuna güncellemeler gelmeye devam ediyor. Biz de, yakın zamanda gelen büyük güncellemeyi gördük ve oyuna bir ilk bakış hazırlamak istedik. İyi okumalar…
İlk Bakış: Postal 4 No Regerts
Genel Olarak Postal 4
Postal serisini kısaca anlatmak gerekirse, bir çok markanın, şirketin, olayların ve daha fazlasının parodisinin yapıldığı, açık dünyada istediğiniz kaosu oluşturduğunuz, yeri geldiğinde iğrenç, yeri geldiğinde komik bir oyun diye anlatılabilir. Bir nevi GTA ancak daha limitli ama her konuda daha sert gibi düşünebilirsiniz.
Oyun erken erişimde olduğundan dolayı şimdilik 3 bölüm var: Monday, Tuesday, Wednesday ve Thursday. Her bölüm ortalama 1-2 saat sürüyor. Oyuna son bir bölümün daha eklenmesi planlanıyor: Friday. Yapımcı Running with Scissors, Postal 4’e yeni bölümleri güncellemeler ile eklemeye devam ediyor. Bunlardan biri de dün gelen Thursday güncellemesi.
Biz de MisteRNOOB olarak oyun erken erişimden çıktığı zaman bir inceleme hazırlamayı planlıyoruz. Unutmayın ki, oyun daha erken erişim aşamasında. Tam çıkışını yaptığı zaman çok daha iyi olacağına inanıyorum.
Ayrıca yapımcıdan bir ricam daha olacaktı: oyuna Türkçe altyazı ekleyebilir misiniz acaba? Oyunu Türkçe oynamak ayrı bir zevk olurdu gerçekten.
Thursday Güncellemesi
Thursday, en sevdiğim bölüm olabilir. Daha dün gelen güncelleme, oyuna çok büyük yenilikler ve değişiklikler getiriyor. Firmanın oyuna sadece yeni bölüm eklemek ile kalmaması, firmanın ne kadar çok çalışkan olduğunu gösteriyor. Oyuna nişan alma, waypoint sistemi, yeni harita, hız sayacı, Lunapark’daki cihazları kullanabilmek gibi daha bir sürü özelliklerin eklenmesi ve değiştirilmesi gerçekten böyle bir stüdyo için büyük iş.
Thursday bölümünde, şuanlık Silent Hill ile gündemde olan Konami‘nin parodisi olan Koblomi‘de Game Tester olarak çalışmak ve bu sırada göndermelerin yapılması en çok dikkatimi çeken görev oldu. Çok fazla anlatıp tadını kaçırmak istemiyorum, kendiniz deneyip görmeniz gereken daha bir sürü göndermeler var.
Bölüm başlarken korku temasına sahip olsa da, bu çok kısa sürdü. Biraz daha uzun olabilirdi. Ayrıca Oynanış, nişan alma sistemi eklendikten sonra çok daha eğlenceli olmuş.
Oynanış
Oynanış oldukça eğlenceli. Silahların vuruş hissi çok iyi kotarılmış. Hatta beni daha çok şaşırtan özellik, bir indie oyunda düşmanın neresinden vurursanız ona göre tepki göstermesiydi. Normalde bu o kadar da abartılmaması lazım ama indie oyunlarda bu özelliğe hasret kaldık neredeyse. Hatta fiziklerde aşırıya kaçılması da vuruş hissini artırmış diye düşünüyorum.
Hatta oyunda istediğiniz her yere işemek mümkün. Bu oyunda deneme şansım olmadı ama 2. oyunda işeme bir oyun mekaniği haline getirilmişti. Eğer yanarsanız üstünüze işeyerek sönebilirsiniz. Tam Postal’dan beklediğimiz bir mekanik. Sadece bununla kalmıyor, isterseniz bir kedinin poposuna silah sokup ateş edebilirsiniz. Böyle daha bir sürü psikopat silahlar var…
Ayrıca 2. oyunda en gerekli özellik diye düşündüğüm araç – skuter Postal 4’de bulunuyor. Neyse ki 4. oyuna eklenmiş. Artık hedeflere çok daha hızlı bir şekilde ulaşabiliyoruz.
Hikaye
Hikaye, ana karakterimiz Postal Dude ve köpeği Champ’in 2. oyunda yaşanan olaylardan sonra Paradise şehrini terkedip, Arizona’nın kavurucu sıcaklığında kendilerine ev bulmaya çalışmasını anlatıyor. Ev bulmak için elinden geleni yapan Dude, hala daha ev bulabilmiş değil.
Dude’un macerası hapishanelerden, dildoların satıldığı lunaparka, tuvaletlere anal ve genital bölge temizleyicisi olan bide’leri takmaya kadar uzayacak. Ayrıca oyunda korona virüs parodisi olan pigeona virüs de bulunmakta. Güvercinlerden geçen bu virüsten kurtulmak için tek yapmanız gereken kıçınızı temiz tutmak ve az mastürbasyon yapmak. Ancak biliyorsunuz ki, bu bizim ana karakterimiz için çok zor.
Hikaye gerçekten çok absürt. Zaten bu oyundan güzel hikaye beklemek biraz saçma olur. Ancak, umarız hikaye iyi bir şekilde sonlanır. Dude bunu haketti!
Atmosfer
Atmosfer gayet başarılı ama çok daha iyisinin yapılabileceğini düşünüyorum. Atmosferi bozan en büyük husus, yapay zeka. NPC’lerin yolda yürümesi sadece atmosferi bozmuyor, istemeyerek onları ezip peşime polis takılması oyuna olan zevkimi baltalıyor. Tam sürümde bu düzeltilir diye umut ediyorum.
Bunun dışında kuşların seslerini duymak, NPC’lerin konuşması (dinlemenizi tavsiye ederim. Eminim ki, çok güleceksiniz), başarılı bölüm tasarımı, pigeona virüs (COVİD parodisi) atmosfere büyük miktarda katkı sağlamış.
Grafikler
Grafikler hakkında pek söylenecek bir şey yok. 2. oyundan daha iyi ama çok iyi grafikler var desem yalan olur – Biraz çizgisel biraz gerçekçi…
Artıları
- Güzel puzzle’lar bulunmakta.
- Bölüm tasarımı başarılı.
- Fizikler saçma güzel.
- 2. Oyundan farklı olarak kendi üzerinize işediğinizde normal bir tepki alıyorsunuz.
- Vuruş hissi gayet başarılı.
- Düşmanlar vurulduğu yere tepki gösteriyor.
- Sinematikler başarılı.
- Bazı seslendirmeler güzel.
- Müzikler hoş.
- Oyunun bazı kısımları güzel.
- Gerçekten büyük bir açık dünyaya sahip.
- Oyunun çok güzel bir kara mizahı var.
Eksileri
- Sık sık çökmeler yaşanıyor.
- Yapay zeka daha iyi olabilirmiş.
- Can bazen gereksiz az bazen gereksiz fazla azalıyor.
- TPS modu tam kotarılamamış.
- Bazı seslendirmeler amatörce.
- Bug’lar biraz fazla.
- Altyazı açılsa dahil gösterilmiyor.
- Oyunun bazı kısımları çok uğraşılmamış gibi hissettiriyor.
- Yükleme süreleri çok sık ve uzun.
Oyunun Steam sayfasına bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz.