Anthem’in yükselişi ve düşüşü şüphesiz oyun sektöründe sıkça konuşulan bir konu olacak. Bunca yıldır geliştirilen ve ufaktan da olsa potansiyel kırıntısı barındırabilen bir oyunun yeniden ele alımının iptal edilmesi biz oyun severleri düşünmeye itiyor. Gittikçe globalleşen dünyaya baktığımızda 21. yüzyılın oyun babında bize tanıttığı radikal değişikliklerden bir tanesi de oyun türlerinin artık oldukça kritik bir rol oynaması.
Öyle ki günümüzde servis oyunlarının durduğu temel artık sallantıda, firmalar yavaş yavaş sadece servis oyun fikrinden uzaklaşmaya başladılar. Anthem Next’in başlamadan sonlanması, akıllara Anthem’e benzer başka bir oyunun geleceği hakkında endişelenmemize sebebiyet veriyor; Marvel’s Avengers. Peki Marvel’s Avengers hangi noktalarda güvence verdi, hangi noktalarda Anthem gibi dibi boyladı?
Marvel’s Avengers Sıradaki Anthem Olabilir mi?
Marvel’s Avengers’ın Hikaye Modu Daha Sağlam
Hepimiz BioWare’in, hikaye anlatma becerisini Mass Effect serisinden gelen deneyimlerine göre entegre edeceğini düşünmüştük. En azından ortada Destiny’ye kıyasla daha akıcı ve uyumlu bir hikaye modu gerekli gibiydi. Ne yazık ki Anthem’in hikayesi, bir türlü beklenilen patlamayı yaratamadı, yeterince kullanılamadı ve tabiri caizse ikinci viteste kaldı. Marvel’s Avengers ise bu noktada belki de adının getirdiği şans ile Anthem’den iyi olduğunu kanıtladı.
Oyunun hikaye modu iyiydi ve sürükleyicilik payı mevcuttu. Uzun bir hikaye deneyimi sunmasa da MCU filmlerinde hayranlıkla baktığımız tema ve tonlamaların hakkını veriyordu. Öte yandan oyunun ana karakteri Kamala Khan için belki bir parantez açılabilir zira hikayede dağılan Avengers ekibini bir araya getirenin Kamala olması çoğu hayran için “Ne alaka?” dedirtmiş olabilir.
Marvel’s Avengers’ın DLC Sayısı Daha Fazla. Bu Kötü Bir Durum mu?
Bazı oyun severler, Anthem’e olası birkaç DLC’nin gelmesinin oyunu kurtaracağını düşünürdü. Nitekim oyuna gelen Cataclysm güncellemesi, adeta bir DLC etkisi yaratmış ve çoğu oyun severin gözünde Anthem’i daha çekici kılmıştı. Marvel’s Avengers’ta da DLC olarak farklı Marvel karakterlerinin tanıtılması bir noktaya kadar ilgi çekiciydi. Buna rağmen her karaktere ayrı para verilmesi fikri oyun severleri tabii olarak soğuttu.
Kimisinin gözünde DLC ile gelen karakterler (örneğin Hawkeye) beklenen etkiyi yaratmadı ve olmasa da olur dedirtti. Bir DLC karakterine verilen para ile hikayede yarattığı etki tartıldığında oyun severler oralı bile olmadılar.
Marvel’s Avengers ve Anthem’deki Ortak Loot Sorunsalı
Anthem ilk çıktığında loot mekaniği merkezde olmak üzere ciddi eleştiriler almıştı. Ortada sürece yayılan ve çeşitli eşyalar içeren bir loot sistemi yoktu. Üç farklı zırh çeşidi ve birkaç farklı silah, oyun severleri loot toplamak açısından hiç de teşvik etmedi. Silahlar arasında sadece istatiksel bir fark vardı ki aksiyon içerisinde pek de fark etmiyordu. Anthem, loot odaklı oyunların belki de kilometre taşı olarak görülen kozmetik kavramına pek yanaşmamıştı.
Bu durumun bir benzeri de Marvel’s Avengers’ta geçerli. Destiny’de egzotik loot’ları oyunun en iyi eşyaları olarak nitelememiz bir yana yüksek seviyelerde ve düşük olasılıkla alt seviyelerde bu loot’lara ulaşabilme imkanımız mevcuttu. Bu da loot’ları daha değerli ve hemen ulaşılamaz kılıyor, oyuncunun bunları elde etmesi için biraz çabalaması gerekiyordu. Halbuki Marvel’s Avengers’ta böyle bir denge yoktu, her yerden ve her şekilde yüksek seviyeli ekipman elde edilebiliyordu. Oyunun nadirlik skalası ve stat dataları (örneğin saldırı hasarı) birbirleriyle uyuşmuyordu ve genellikle karakterinizi geliştirdiğinize dair bir hissiyat içerisine giremiyordunuz. Bu yüzden oyunda biraz ilerleyen oyuncular bir süre sonra loot’ları önemsememeye başladılar.
Bunun yanında elde edilen kozmetiklerin karakter üzerinde görsel bir etki yaratmaması da oyuncuların canını çok sıktı. Zaten zor (veya kolay) elde edilmiş loot’ların karakter görüntüsünde bir değişiklik yaratmaması, oyuncuların karakter geliştirme isteklerinin sönmesine ve ana karakterin benimsenmemesine neden oldu. Halbuki hepimiz oyunun ortalarında zor elde ettiğimiz zırhların üstümüzde durmasını isteriz, kimi zaman karakterimize şöyle bir uzaktan bakarız. Ancak Marvel’s Avengers, bu duyguyu kopararak oldukça yapay bir sistem haline dönüştü.
Marvel’s Avengers Hiç Olmayan Bir Topluluğa Fazlasıyla Bağlı
Film oyunlarının kaderlerinde ne var biliyoruz. Üstelik bu genelleme, her şekilde ve her zamanda çıkan film oyunlarının ne hale geldikleri ile alakalı örneklerle süslenmiş durumda. İlk çıktığında Anthem’in belirli bir kitlesi yoktu ancak Marvel’s Avengers, çıkmadan evvel ismindeki illüzyona takılacak birçok kişi olacağından emindi. Bu durum iki ucu sivri bir kılıç misaliydi; oyunu beğenmeyen MCU hayranları çıkarsa, MCU ile ilişkisi olmayan hayranlar hayli hayli oynamayacaktı. İlk çıktığında her şey güllük gülistanlık da olsa oyunun, çok geçmeden milyon dolarlık kayıp yaşatacak şekilde oyuncu açmazına girdiğine de şahit olduk.
Anthem kötü bir oyun değildi, yanlış bir yola sapmıştı ama yavaş ve sakin bir şekilde kurtarılabilirdi. Onun yerine BioWare ve EA, oyunun fişini acımadan çektiler. Marvel’s Avengers da Anthem’in gittiği yola sapmıştı ve halen daha o yoldan ilerlemeye devam ediyor. Oyuncu sayıları beklenenin çok altında ve giderek artan para kayıpları, Square Enix’in sabır küpünü şimdiden dolduruyor olabilir. Ancak yine de halen daha bir umut olduğu aşikar. Anthem’in kendini düzeltmeye hiçbir zaman fırsatı olmamıştı ama belki Marvel’s Avengers mantıklı adımlarla kendisini ve kitlesini kurtarabilir…