Hatırlıyorum da geçmişte tarayıcı üzerinden oynamaya çalıştığım bir oyunda yönlendirdiğim karakter başkasına vuruyor diye oldukça sağlam bir azar ve haftalık bilgisayar cezası yemiştim. O zamanlar bir çocuk olarak arkadaşımın bana gösterdiği ve görsellerinden ötürü hoşuma giden bir oyunu denemiştim. Argo kullanımı, kan, herhangi bir şiddet ve vahşet içerikli animasyon, bunların hiçbiri yoktu. Nitekim geçmişte video oyunları böyle bilinirdi, şiddetin odağıydı ve çocukları zehirlemek için bir sektör olarak ortaya çıkmıştı…
Günümüzde halen daha bu düşüncelere sahip olan kişiler olsa da genel kanı ortadan kalkmış gözüküyor. Gittikçe artan ve çeşitlenen oyun türleri, her yaş grubuna hitap etmeye çoktan başladı bile. Özellikle bilim ve psikolojinin gelişmesiyle video oyunlarının zararsız ve hatta yapıcı tarafları da gözle görülüyor.
Peki hiç konuşmadığımız ikinci bir dil öğreniminde video oyunlarının katkısı var mı? Her gün oynadığımız bir oyun, ikinci bir dili anlamamıza yardımcı olabilir mi?
Dili zaten okulda öğrenmiyor muyuz?
Öncelikle bir dil ile oyunlar arasındaki olası bağlantının olup olmadığını irdelemeli ve ikisi arasından köprü kuran bir hipotez belirlemeliyiz. Dil öğrenmenin; günümüzde okullarda dinleme, yazma, okuma ve konuşma/derse katılım olarak öğrenildiğini biliyoruz. Derslerde sıramıza oturuyoruz ve önümüzdekini okuyup soruları cevaplıyoruz, bazen de parmak kaldırıp birkaç kez düşündüğümüz hazır cevabı söyleyiveriyoruz.
İngilizce dersleri ve sınıf ortamı, her ne kadar öğrenmek için ideal olsa da psikolojik olarak kendimizi hazırlayamadığımız anlarla da karşılaşabiliyoruz. Diğer öğrencilerin dil konusunda daha ileri seviyede olmaları, verilen konuyu anlayamamak ya da en önemlisi cümle kurarken hata yapmaktan korkmamızdan dolayı oluşan isteksizlik dil konusunda çekingenlik sağlayabiliyor. Bu yüzden aktif şekilde dil öğrenmemize kendimiz tarafından ket vurmuş oluyoruz.
Oyunlar nasıl bir dil öğrenme ortamı sağlayabilir?
Bir video oyunundaki online çok oyunculu deneyim ya da tek kişilik hikaye, özünde beynin aktif çalışmasını hedeflemektedir. Oyuncu, oynadığı deneyimi paha biçilemez hale getirmek adına anlatılan hikayeyi ve karakterlerin amaçlarını öğrenmek zorundadır. Bunun için de elbette seslendirmeleri dinlemeli ve/veya altyazıları okumalıdır. Oyun sever, yetkinliği az olan bir dil ile oynasa da kullanılan kelimelerden, tonlamalardan ve hatta kelimelerin karşılığında gösterilen animasyonlardan ilkel anlamlar çıkarabilir. Böylelikle aslında oyuncu, bilmeden de olsa dili “canlı bir biçimde” öğrenmeye başlar.
Kullanılan gramer kalıpları, sayısız tense kullanımı, uzayıp giden sütunlar halinde yazılan bilinmeyen kelimeler ve anlamları… Okulda karşılaştığımız bu yöntemlere nazaran kişi, dili o an oyun esnasında inceler ve deneyim boyunca geçen kelimelerle hikayenin ne ile ilgili olduğunu anlamaya çalışır.
Belki şu anda bunlar oldukça teorik ve belki ütopik gelebilir ama bu yazının devamı için kilit rol oynayan ve 222 Japon öğrenciyi kapsayan bir araştırma; yabancı dil derslerinde video oyunları kullanılmasıyla öğrencilerin derse karşı daha önce görülmeyen bir ilgi duyduğunu ve öğretmenin rolü minimize edilerek öğrecilerin sınıfta daha aktif şekilde katılımını not almıştır (Bolliger, Mills, White & Kohyama; 2015).
Gelelim başka kanıtlara ve oyunlara…
Tek kişilik hikaye modlarına sahip oyunları şimdilik kenara bırakalım ve sektörde tartışılmaz bir yeri olan online oyunlara kayalım. Hadi bir de MMORPG türünü baz alalım, benden size bir kıyak!
MMORPG türü, Dünya’nın birçok yerinden birçok farklı milliyetteki insanları bir araya getirerek aslında harika bir ortam sağlamaktadır. Özellikle MMORPG denince akla gelen ilk oyun olan World of Warcraft, 12 milyonun üzerinde abonesiyle oynanmaya devam edilmektedir. Oynayanların %45’inin haftada 20 saat harcadığı ve yaş ortalamasının 26.57 (Yee; 2006) olduğu bu yapım, oyuncuların rol alabileceği sabit ve interaktif anlatı ağlarına sahip olmakla birlikte diğer oyuncularla olan iletişimi ön plana çıkarmaktadır.
M. Peterson’a göre MMORPG oyunları, ikinci bir dil öğreniminde oldukça değerli kaynaklardır. Chat veya voice-chat yardımı ile sürekli diğer oyuncular ile bir iletişimde kalmak, o dilin kullanımını desteklemektedir.
Ortaçağ temalı bir oyun düşünelim, gittik bir tavernaya. Ortalık oyuncu kaynıyor. Şömine başında oturanlar, NPC yanında dikilenler veya trollük yapanlar… Herkes birbiriyle konuşuyor ve ortamda dönüp dolaşan konuların haddi hesabı yok. Kültür, toplum yapısı, oyun mekanikleri, oyuna yeni gelen event’ler, politika… İster birinin konuşmasına dahil olup bir fikir beyan edin ya da oyunda aldığınız bir görevle alakalı soru sorun: Farkına varmadan kendi derdinizi anlatmaya çalışacak, karşınızdaki kişilerin dediklerini anlamak için çaba harcayacak ve anlamlar çıkaracaksınız.
Bilmediğiniz kelimelerin cümle içindeki yerinden, ne kadar sık geçtiğinden ve anlamından tutun da insanların kullandığı günlük hayat diline daha hakim olmaya başladığınızı göreceksiniz. MMORPG’lerin özünde yer alan iletişim ve interaktif bir ikili ya da üçlü konuşma, o dili süper konuşmasanız bile sizin için anlamlı olacak. Motivasyon sevgili okurlar, burada devreye giriyor işte! Özellikle polyglotlar, dil sürecinde günlük hayat dilinde kullanılan kelime ve cümleleri öğrenmenin gerçekten artı katacağını söylüyor.
Chotipaktanasook ve Reinders’ın 2018 yılındaki akademik kağıdında yer alan bir çalışma da bunu adeta kanıtlar nitelikte. Tayland’da 15 hafta süren bir dil kursunda müfredata yerleştirilen MMORPG türündeki Ragnarok Online’nın, kursta yer alan 30 öğrencinin dil becerisindeki önemine bakılmış. Sonuçlar ise normal bir sınıf ortamında gerçekleşen öğrenmeden daha yararlı olduğu yolunda ilerlemiş.
Yazıyı bir sakız gibi uzatmadan bazı noktalara da değinmem gerekiyor. Bu çalışmaların yanında gerçekleştirilen araştırmaların bazıları sınıf ortamındaki öğrenmenin önemine dikkat çekiyor. Kimi zaman öğrencilerin, özellikle “cümle kurma yeteneklerinde” sınıfta daha başarılı olduğu görülüyor. Öte yandan “beyond-game learning” olarak tabir edilen oyun sonrası sürecinde tanışılan arkadaşlarla bir Discord konuşmasının ya da forum tartışmalarının da dil öğrenimine yeni bir bakış açısı getirdiği de belirtiliyor.
Elbette sadece oyun oynamak, ikinci bir dili sular seller gibi konuşmanızı sağlamaz ama dil yapısını, kelime anlamlarını ve hatta gramer yapıları hakkında fikir sahibi olmanızı ve hatalarınıza rağmen konuşma isteği vermesini sağlar. Ortak bir amaç altında toplanan oyuncular, sizi cümlelerinizle yargılamayacak. Herkes biraz kafa dağıtmak ve sohbet etmek için oynamıyor mu zaten?
Unutmadan diyelim ki yazı için esin kaynağım olan makaleyi kaynaklar kısmına koyuyorum.
Katılıyorum, yıllarca MMO oyunlar oynamış biri olarak ingilizcemi bu sayede geliştirdim. Ayrıca DayZ isimli hayatta kalma oyununda da oyun içi sesli iletişim sayesinde ingilizcem çok iyi gelişti. Özellikle DayZ’i tavsiye ederim.