Bir zamanların efsanesi olan Konami’nin, yine bir zamanlar efsane olmuş metroidvania oyun serisi Castlevania; son zamanlarda yeniden gündemin odak noktası. Sahip olduğu birçok oyunun yanı sıra 2017 yılında yayın hayatına başlayan Netflix animasyon serisiyle de genel bir izleyici kitlesinin önüne çıkmış ve hemen ardından da devamı niteliği taşıyan Castlevania: Nocturne ile izleyiciyi karşılaması güzel bir sürpriz olmuştu.
Şahsen çok beğenerek izlediğim bu Castlevania yapımı; gerek evreni detaylandırması, gerek sunduğu karakter arka plan hikayelerinin derinliği, gerekse de aksiyon sahnelerinin göze hoş tasarlanmasıyla dört sezon boyunca, genel anlamda pek çok kez tatmin eden bir işti.
İlk animasyon serisinin baş yönetmenleri olan Sam ve Adam Deats kardeşler, projenin belli düzeyde bir başarı elde etmesinin de etkisiyle 2023’ün sonlarında Castlevania: Nocturne spin-off serisi ile bizi karşılamışlardı. 16 Ocak tarihinde çıkan yeni sezonla birlikte dizi, izleyenleri bu kasvetli dünyanın hikaye akışına tekrardan bırakıyor.
Bu yazımızda da hikaye örgüsünün devamını birlikte ele alacağız. Haliyle bunu spoiler vermeden yapmak da imkansıza yakın, o yüzden bu ögelerin içerikte yer edeceğine dair uyarımızı yapalım.

Castlevania: Nocturne Senaryosu Nasıl Devam Ediyor?
Castlevania: Nocturne, ilk sezon sonuyla çok güzel bir final yapmıştı. Efsane Dracula’nın oğlu Alucard’ın dönüşü, evreni boydan boya karanlığa iten tutulmaların yaşanması ve ana karakterlerin umut vaat etmeyen bir çıkmazda durması, ikinci sezonu beklemeye değer kılan etmenlerden bazılarıydı. Ben dahil birçok kişide yeni sezona dair beklenti, senaryonun bazı noktalarda yer yer derinleşirken aynı esnada orijinal serinin de alameti farikası olan güzel ve sık aksiyon sahneleriyle bezenmesiydi. Bu beklentiyi de bir yere kadar karşılamış diyebilirim.
Fakat ilk sezonda da bahsettiğim okyanusu geçip derede boğulma işi burada da var. Mesela atmosfer için çok iyi bir yüzyıl ile ülke seçimi ve isyankar halkı anlatma ihtimali ya da üzerinden çok zaman geçmese de orijinal seriden tanıdığımız Alucard ile kurulabilecek nostaljik bir bağ olasılığı vb. Temeli kuvvetli, bir sürü potansiyel vaat eden hikaye olasılıkları işlemek varken yine bazı yerlerde hiç de gereği olmayan vakit kaybı karakter gelişimleri izliyoruz.
Sahneleri silinse olay örgüsüne hiç zarar vermeyecek birçok karakter yer yer sanki zorla senaryoya entegre edilmiş gibi duruyor. Bunlardan aklıma ilk olarak Tera ve Maria ikilisi geliyor. Castlevania: Nocturne’un ilk sezonunun yazısında da bu karakterlerin gereksiz sahnelerine ve diziyi yavaşlatmasına dair problemleri anlatmıştım. Yeni sezonda bu durumun düzelip, Richter ve Alucard’ın aksiyon sahnelerine odaklanmasını beklemiştim. Lakin son üç bölüme kadar yer yer hikayeye işlenmiş kısa aksiyon sekansları görüyoruz sadece.

Bir diğer kötü işlenmiş karakter de bence Mizrak olmuş. İlk sezonda en azından ilkel Hristiyan inançları adına gerekeni yapmak için başrahip ile cehennem yaratıklarını üretmesi gibi süreçler fena değildi. Gelgelelim ki yeni sezonda ne oturaklı bir dövüş sekansına sahip ne de hikayede bir ağırlığı var. Kendisini diziden komple çıkarsak çok az şey kaybederiz.
Yiğidi öldür hakkını yeme, Drolta karakteri ilk sezonun finalinde ölmesine rağmen geri geldiğinde kendi kendime “Niye ki?” demiştim. Ancak geçmişinin güzel anlatılması ve vampire dönüşümü güzel işlenmiş. Seride arka plan hikayesi fena işlenmeyen nadir karakterlerden biri olmuş. Kendisini iyice narsist bir kişiliğe döndürmesi, Erzsebet ile güç savaşına girmesi gibi kırılma noktaları karaktere güzel yansıtılmış.
Bu sezonu ilk sezondan olumlu anlamda ayıran en önemli neden, belki de ikinci yarısında sunduğu aksiyon sekanslarının doyuruculuğu diyebilirim. Özellikle son iki bölümde Richter ile Alucard’ın, Erzsebet ve Drolta ile çarpışmaları sezonun en tatmin edici anlarıydı benim için.

Sonuç olarak
Castlevania: Nocturne, her ne kadar potansiyelinin altında kalan bir iş olsa da seri ve evrenini sevenlere izlemeye değer bir içerik sunuyor. Sizi kendine bağlayacak müthiş bir şey sunmasa da güzel animasyonlarıyla birçok insanı üzmeden vakit geçirmesini sağlayacaktır.