MisteRNOOB’da neredeyse dört senemi devirdim ve burası benim için hep bir hobi yuvası oldu. Yazı yazmayı ve oyunlarla haşır neşir olmayı sevdiğimden bir gece ansızın burada gönüllü şekilde bulunmayı tercih ettim ama bugün baktığımda son bir-iki yılda MisteRNOOB’da yaşayacaklarımı aklımın ucundan geçiremezdim.
Türkiye, günümüzün perspektifiyle bakıldığında basından ve oyun haberciliğinden uzaklaşıp sosyal medya ve içerik yöneticiliğine kayıyor olsa da ben her zaman burayı benimsedim. Dolayısıyla benim (ve MisteRNOOB’un) ilk Gamescom macerasına da azıcık burada değinmek istiyorum.
Gamescom ve benim görüp yaşadıklarım
Öncelikle fuar alanına kolay şekilde ulaşılabildiğini söylemem gerek. Köln’ü çepeçevre sarmalayan otobüs, tramvay ve birçok toplu taşıma ulaşım hattı var ve bulunduğunuz yerden direkt veya aktarma yaparak Koelnmesse alanına gelebiliyorsunuz.
Koelnmesse, kocaman bir fuar alanı ve birçok binayı koridorlar ve dış mekanlarla birbirine bağlıyor. Birden fazla girişi olan bu alanda bir kapıdan girip başka bir kapıya gitmeniz için ise yürümeniz gerekiyor. MisteRNOOB olarak basın girişi alabildiğimiz için de ben fuar günleri boyunca 09:00’dan itibaren alana girebildim. Kişisel olarak bilet alanlar ise 13:00’dan sonra alana girebiliyordu.
Fuar, farklı alanlardan oluşuyor ve her alan da kendi içinde stantlar barındırıyor. Örneğin Hall 2-4; iş için oraya gelen insanların, stant açanların ve basının girebildiği gamescom business alanıyken Hall 6-7 ise eğlence alanı olarak herkese açıktı. Bunun dışında Hall 5, oyunlarla alakalı hediyelik eşyaların satıldığı merchandise alanıyken Hall 10 ise indie oyunların bulunduğu bir alandı.
Her alan, birçok firmanın ve yayıncının standını içeriyor ve bu yayıncılar da fuar için gerçekten çok iyi hazırlanmış. Ubisoft, Star Wars Outlaws ve Assassin’s Creed Shadows için alanlar hazırlarken çeşitli heykeller veya fotoğraf çekme alanları koymuştu. Level Infinite, fuar boyunca kısa konserler ve oyunlar düzenledi. Bu ve bunun gibi birçok yayıncı ve stüdyo, oyunların denenmesi için alanlar da kurmuştu ve insanlar yapımları kısa süreliğine denemek için sıra bekliyordu.
Bunun dışında koleksiyon figürlerle ilgilenenler için Hall 5 bulunmaz bir nimet diyebilirim. Tişört, figür, hediyelikler ve hatta oyun müziklerinin plak versiyonları gibi birçok eşya o alanda satılıyordu ve her şey çok ilgi çekiciydi. Hatta Space Marine 2’deki Chainsaw kılıç şeklindeki bir soda açacağı bile gördüm.
MisteRNOOB ve basın olarak gitmenin avantajı-dezavantajı
Öncelikle MisteRNOOB’u temsilen orada olduğum için basın olarak binaya erkenden girme hakkımız vardı. Böylelikle Gothic Remake, The First Berserker: Khazan, Star Wars Outlaws gibi bazı oyunları sıra beklemeden deneme fırsatı elde ettim. Bunun yanında röportajlarımı da erkenden halletme fırsatı buldum. Gamescom’un en büyük avantajlarından birisi kayıt olduğumuzun ardından birçok firma, oyun ve stüdyodan mailler gelmesi oldu. Böylelikle fuarda kimlerin neler yapabileceğinden az çok haberim oldu.
İlk fuarımız olmasına rağmen Ubisoft, Bandai Namco, EA, Techland gibi büyük firmalardan röportaj ve demo sürüm deneme istekleri de geldi. Bu röportajların çoğunluğu Hall 4’teki business alanda yapıldığından buraya girebilmek için bir randevu gerekiyor. Bu röportajlar kapalı alanlarda gerçekleştirilirken sunumlar da stant alanı içerisinde kapalı odalarda gösteriliyor.
Elbette bu alanlardaki röportajlardan bahsedebildiğim kadarını MisteRNOOB’un Instagram hesabında paylaşmaya çalıştık ancak bu alanların çok iyi tasarlandığını söylemem gerekiyor. İçerisi tam bir iş ortamı gibi kurulmuş ve masalardan koltuklara ve yiyecek-içecek servisine dek birçok şey bulunuyor. Bütün bunlar benim için çok yeni bir deneyim oldu.
Bu alanlardan fotoğraflar paylaşamadığım için sadece yazıya dökebiliyorum ancak Türkiye’den gelen biri bile olsam o alana girdiğimde MisteRNOOB’a değer verdiklerini hissettim. Bu da yaptığım bu hobinin fuarda daha ciddiyetle karşılandığını gösterdi.
Belki de tek sıkıntı yaşadığım nokta açılış gecesine (Opening Night Live) alınmamamız oldu. Biletim, tüm fuar günlerini kapsamasına rağmen açılış gecesini içermediği için içeriye giremedim. Bu durum benim için biraz üzücü oldu çünkü oraya kadar gitmişken sunumdan canlı reaksiyonlar vermek isterdim. Bunun yanında fuarın güvenliğinin de kalabalığa çok iyi adapte olmadığını düşünüyorum. Bir gün binaya direkt alınırken ertesi gün hiç haber vermeden bizi başka bir yerde beklettiler ve bu tarz organizasyon kopuklukları başka basın mensupları için can sıkıcı anlar yaşattı.
MisteRNOOB’un Gamescom’daki amacı neydi?
Bu noktada kendime bir öz eleştiriyi uygun görüyorum. Gamescom’da MisteRNOOB’un amacı biraz yüzeysel kaldı çünkü ben, oraya gittiğimde tam olarak ne ile karşılaşacağımı bilmiyordum. İlk amacım röportajları halletmek ve “kolumuzu uzatmaktı”. Yani birçok firmanın, yayıncının veya stüdyonun bizi tanımasını ve ileride kurulacak olan ilişkilerde bu tanınmayla yola çıkılmasını hedeflemiştim.
Nitekim birçok geliştiriciyle ve yayıncılar içerisindeki insanlarla tanıştım, onların iletişim adreslerini aldım ve belki de ileride çıkacak oyunlara daha hızlı ulaşabilmemize vesile oldum. Ancak daha fazlasını yapabilirdim. Eminim ki o kadar büyük bir alanda daha gidilecek çok kişi, kabul alınacak çok röportaj ve denenmesi gereken çok oyun vardı. KRAFTON, PLAION, THQ Nordic gibi birçok firma ile röportaj yapma fırsatını kaçırdık. Birçok oyuna randevumuz olmadığı (ve mail atsak bile zamanında dönemedikleri) için basın girişiyle giremedik.
Bunun dışında birçok oyunu denerken konsol kumandası kullanılıyordu ki ben bir PC oyuncusu olarak bu kumanda şemalarına hiç alışkın değildim. The First Berserker: Khazan, Unknown 9: Awakening gibi birçok oyunda hiç de iyi performans gösteremedim ve terler akıta akıta demo sürümünde ölüp durdum. Dolayısıyla benim de konsol şemasına ve konsol oyunculuğuna daha iyi çalışmam gerekiyor.
Elbette son olarak sosyal medya üzerinden paylaştığımız haber vlogları var ki ekipman yetersizliği yüzünden böyle videolar çekmek zorunda kaldık. Arkadan gelen gürültüler, tripod eksikliği gibi etmenler de beni hazırlıksız yakaladı. Dune sunumu için beklerken birinin telefonu tripodla tutturup elinde mikrofonla sunum yaptığını görmüş ve oldukça özenmiştim.
Son sözler
MisteRNOOB olarak hem business ve entertainment hem de indie alanda sayısız oyun denedik ve bu alanlarda birçok insanla konuştuk, iletişim yolları takas ettik. Bunların hepsini siz takipçilerimiz ve okurlarımızla paylaşmak için yaptık. İnceleme için oyunların kapış kapış gittiği bu dönemde kendimizi tanıtmaya çalıştık ki başka oyunlardan veya mecralardan geri kalmayalım.
Gamescom, ilk elden ziyaret edildiğinde gerçek dışı gibi geliyor. Farklı bir ülkede çeşitli ülkelerden insanlarla konuşmak ve oyunlar görmek insanın unutamayacağı deneyimlerden birisi. Kalabalık içerisinde yol bulmak veya bir sonraki sunuma yetişirken aynı anda öğlen yemeğinizi geçiştirmek gibi aksiyonlar ise tatlı yoğunluklar oldu.
Basın olarak gitmek ise bana, her gün daha fazla kişiyle konuşmak ve öğrendiklerimi siz takipçilerimizle paylaşmak için bir itici güç oldu. Umarız ki bundan sonraki Gamescom daha dolu geçerken bunu profesyonel şekilde yansıtmayı başarırız.