Metroidvania oyunlarının elde ettiği popülaritenin elbette birden fazla sebebi var. Oldukça beğeni getiren yapımlar sonrası, geliştiriciler bu türden zevk alan oyuncu skalasının küçümsenmeyeceğini anladı. Lakin tek bir şartla, türün önce çıkan yönlerinin ucuza kaçılmayarak güzel bir biçimde yansıtılması. Oyuncular bir türü ne kadar seviyor olursa olsun eğer ki ortada kayda değer bir iş yok ise tepkiler kaçınılmaz. Keyif almak için oturulan bir işten kim keyif almadan ayrılmak ister ki zaten?
Bu türün popüler işlerini sindirmiş sonrasındaysa alternatif olarak diğer yapımlarına da şans vermiş biri olarak bugün, Marko Beyond Brave‘i ele alacağım. Çizimi ve animasyonları noktasında yalnızca el işçiliği kullanılmış olan yapım, Slav mitinden efsaneler ve canavarları ekrana getiriyor. Haydi lafı daha da uzatmadan Marko Beyond Brave incelememize geçelim.
Marko Beyond Brave ve Slav Esintileri
Öncelikle Marko Beyond Brave’in açılışı için bir iki kelime sarf etmek düşüncesindeyim. Hali hazırda elle çizilen ve oluşturulan görsellikle açılış ara sahneleriyle buluşuyoruz. Şahsen beni oyuna çeken ilk etmen de sanat tasarımı olmuş idi. Oyunun hikayesine dair temel unsurların açık edildiği ara sahnelerin işçiliği bir hayli tatlı. Karakterimizin pala mı pala bıyıklarına odaklanmaktan karşısındakinin kötücül bir ejderha olduğu gerçeğini göz ardı ettim bile diyebilirim.
Bu açılış sahnesinin ardından köprüden düşüp dımdızlak olarak buluyor Marko kendisini. Sol tarafında ne hikmetse yatan kılıcı alıp yola koyuluyor. Pala bıyıklı karakterimiz temel mekanikleri haritaya yerleştirilmiş dikili taşlar aracılığıyla öğreniyor ve macerasına atılıyor. Doğruyu söylemek gerekirse Marko Beyond Brave ile karşılaşana dek Baba Yaga haricindeki Slav mitine ve kültürüne pek hakim değil idim. Ancak koştukça bıyıkları hareket eden Marko’nun davetini geri çeviremezdim.
Haliyle harita harita Zagora’yı geziyor düşmanlarla mücadelelerde bulunuyoruz. En başında bizi köprüden aşağı atan Entropy ve uyandırdığı kötülüklerin karşısında dikilerek köyümüzü ve dünyayı bu beladan bir kez arındırmaya çabalıyoruz. Bu gayenin peşinde pek çok farklı lokasyona yolumuz düşüyor. Mekanlardaki Slav esintileri ve popüler bazı işlere yapılan göndermeler bir hayli hoştu doğrusu. Çok fazla takılmadan tempo sorunu yaşamaksızın Slav mitini bir nebze de olsa tanıma fırsatı buldum Marko Beyond Brave sayesinde.
Hikayenin açık açık anlatılmadığı bu türden yapım, yine dikilitaşlar ve bazı NPC’ler aracılığıyla sunmayı tercih ediyor. Bu durum elbette bir tercih meselesi olarak yorumlansa da ben Marko Beyond Brave gibi aşırı kompleks olmayan bir yapımda direkt tercihten yanayım. Sonuç olarak Marko Beyond Brave Slav ortamı ve temasını iyi yansıtmış. Gerek düşman gerekse karakterleriyle hoş, şans verilesi bir yapı oluşturmuş.
Cesaret temelli oynanış ve harita
Marko Beyond Brave ismindeki brave kısmını oynanışa da taşıyor. Düşmanlara saldırdıkça courage olarak adlandırılan bar doluyor ve birtakım farklı şeyler yapabiliyoruz. Bunlar arasında can yenilemek ve farklı tipte saldırılar yapmak öne çıkıyor. Yapımın temel mekanikleri olmasıyla ilerlemeyi sağlayacak diyebileceğimiz hareketlerin kullanımı, courage miktarına bağlı ancak hiçbir noktada yetmediğine denk gelmedim. Şimdi bahsi geçen saldırılara değinelim.
Farklı tipte saldırıları satıcılardan satın alabiliyor ve önceleri ulaşılamayan noktalara erişim sağlayabilir hale geliyoruz. Örnek vermek gerekirse bir düşman tipi spesifik olarak bir saldırı türünden etkileniyor ve o saldırıyı elde etmek içinse bir demir cevheri bulmanız gerekiyor. Çeşitlendirmeye dash özelliği ile devam edelim. Bu özellik saldırıların veya geliştirmelerin aksine erken bir safhada gerçekleşen boss savaşının ardından Marko’ya kazandırılıyor. Hızlı seyahat özelliğiyse minik bir boss savaşının ardından kullanılabilir hale geliyor.
Başlangıçta bir hayli yeteneksiz ve boş lakin cesur olan karakterimiz git gide daha da hünerli bir Marko’ya evriliyor. Lakin düşmanlar için aynı şeyi söylemek pek mümkün değil. Pek zorlayıcı olmadıkları gibi hitbox sorunu neticesinde tatsız anlar ortaya çıkıyor. Hali hazırda aşırı pürüzsüz olmayan kontroller ile bunu birleştirince eksi hanesi biraz daha kabarıklaşıyor.
Oynanıştan bir miktar haritaya kayalım. Harita nazarında nasıl bir çalışma var ona değinelim. Öncelikle söylemeliyim ki haritanın tamamı açık bulunuyor. Siz keşfettikçe açılan bir tercih ney yazık ki yok. Harita tuşuna bastığınız vakit olduğunuz bölge tamamıyla gözler önüne seriliyor. Bu da elbet keşif ve ödüllendirme sisteminin tatminkârlığına ters bir bulgu.
Pekala haritada gizlenmiş bölgelerde neler buluyoruz kısmına gelelim. Sigil olarak adlandırılmış eşyalar Marko’ya birtakım artı bonuslar veriyor. Eşyalarınızı geliştirebilecek materyaller de yine dört bir yana dağılmış şekilde. Açıkça söylemek gerekirse böyle alanlara ulaşmak pek de zorlayıcı değildi. Hali hazırda açık edilmesinin ve erişiminin kolay olması neticesinde işe yarar bir eşya bulmuş edasıyla şevkle ilerleyemedim. Beni ilerleten en mühim nokta daha fazla çizim görebilmek gayesi idi. Özellikle de bosslar.
Maalesef dizaynları için aynı şeyi söyleyemesem de boss tasarımlarını beğendim. Bu tarafta Slav hikayelerinin de etkisi yadsınamaz bir gerçek elbette. Yoksa dizayn noktasında çoğu boss’un oyuncuyu hataya sürükleyecek bir saldırısı veya hamlesi yok.
Sonuç olarak Marko Beyond Brave bir hayli güzel gözüken ama görüntüsünün ötesinde pek bir şey veremeyen bir yapım. Oynanışın üzerine de diğer kısımlarda olduğu gibi pek düşülmediği aşikar. Keşke içine girdiğiniz vakitte de dıştan gözüktüğü gibi iyi bir izlenim bırakabilse ancak şu saatten sonra pek olası değil.
Sanat tasarımı ve müzikler
Önceki kısımlarda da yer yer değindiğim bu kısım benim nazarımda Marko Beyond Brave’in yaptığı en iyi iş. Lakin bu bile oyunu kotarmaya yetmiyor ne yazık ki. İç ısıtan bu görsellik oyunun eksilerini törpüleyemez sonuç olarak yalnızca iyi gözüken üzerine biraz daha çalışılması gereken bir proje ortaya çıkar. Velhasıl sonuç da bundan ibaret. Steam mağazasına girdiğinizde veyahut karşınıza çıktığında “Aa ne kadar da tatlı duruyor” dediğiniz bu yapım yalnızca tatlı görünüyor başka pek bir olayı yok.
Sanat tasarımın aksine müzikler için aşırı muazzam bir iş olduğunu söyleyemeyeceğim. Tek değerlendirildiğinde ortalama standartlarının üzerinde seyir eden ancak yer yer tekrar eden bir müzik kullanımı karşısında haritada geziniyoruz. Sonuç itibariyle çok kuvvetli bir atmosfer oluşturuluyor diyemem.
Optimizasyon ve teknik kalite
Marko Beyond Brave’in talep ettiği gereksinimler arasında önerilen 8 GB RAM ve GeForce 1050 öne çıkan bileşenlerden. Geriye kalanları için endişe etmeye hiç gerek yok. Deneyimim boyunca sabit FPS alarak herhangi bir bug ile de karşılaşmaksızın oynama şansım oldu.
Lakin bu, yapımın teknik açıdan da aşırı iyi olduğu manasına gelmemekte. Gözle çok rahat görülebilir bir hitbox sorunu mevcut. Bunu birden fazla düşman ile de test ettikten sonra gönlüm rahat bir şekilde emin olarak aktarıyorum. Boss veyahut normal bir düşman fark etmiyor. Yapım boyunca en sinir olduğum şeylerden biri bu idi. Diğeriyse karakterin sizin yaptığınız hareketlere epey bir gecikmeli olarak yanıt vermesi idi. Son olaraksa tek bir kayıt dosyası bulunuyor oluşunu örnek verebilirim. Kendi hatamın da olmasını kabul etmekle beraber kayıt dosyam bu tercih nedeniyle silindi. Bu tatsız hadiseler Marko Beyond Brave deneyimimi aşağı çeken ana etkenlerden oldu.
Hemen üst paragrafta dile getirdiğim şeyler zamanla farkına varılıp düzeltilecek olsa da oynanış ve alınmış bazı kararlar için çok geç olduğu gerçeğini inkar edemeyiz.
Studio Mechka tarafından geliştirilen ve yayınlanan Marko Beyond Brave, 17 Eylül 2024 itibariyle çıkmış bulunuyor. Eğer okuyacak farklı bir inceleme arıyorsanız Copycat incelememizi de değerlendirebilirsiniz.
