Ülkemiz yerli yapımlarının, günden güne salt sayıları değil kaliteleri de artış göstermekte. Hatırlarsanız geçtiğimiz haftalarda gerçekleşen Land of the Crescent etkinliği, Türk oyun sektörünün ileride bize neler sunabileceğinin bir fragmanını izletmişti. Belki de Türk geliştiricilere emanet olduğunu dahi bilmediğimiz yapımlarla tanışmış ve saatler gömecek o yeni oyunu bulmanın sevinci ile dolup taşmıştık.
Bugün incelemesini kaleme alacağımız Once Alive ise bu etkinlik sonrası çıkış yapan ilk yerli yapımlardan biri. Unreal Engine 5 ile geliştirilen, keşif ve macera unsurlarına sahip yürüme simülasyonu Once Alive; genel hatlarıyla tek bir kişinin planları ve çalışmaları doğrultusunda geliştirilmiş bir oyun. Sizlerin de bilgi sahibi olabilmesi ve gelecekte de bu ismi ve isimleri anımsayabilmesi için geliştirilme sürecine de biraz değinerek incelememiz için kolları sıvayalım.
Once Alive ve kısaca geliştirilme sürecine dair:
Sosyal mecralarda belki de credits ekranında gördüğünüz üzere Once Alive’ın arkasındaki isim Cem Boray Yıldırım. Ayrıca oyundaki ana karakterimizden olan kardeşler de kendisi ve kardeşinin yüzlerinin oyuna aktarılması sonucu hayat bulmakta. Çarpıcı bir soru ve çarpıcı bir cevaptan yola çıkılan bir sabah, Once Alive’ın Unreal Engine 5 ile geliştirilmesine vesile olana sabah. Ziyadesiyle spontane bir sabahtan, fikir ve vizyon ürünü olarak da nitelendirebileceğimiz bir yolculuğun dönüşümü Once Alive.
Nitekim yüksek bütçeli bir oyun değil, bağımsız bir yapım. Fakat buna karşın aralarında ünlü isimler ve YouTube üzerinde faaliyet gösteren Tan Productions dahil tam 22 kişilik bir seslendirme kadrosuna sahip. Bu noktada “profesyonel kimselerce yardım alınmış işte” gibi söylemler de sarf edilebilecek olsa da yine tek bir kişinin bu kadar kişiyi ve işi organize ettiği gerçeğinin altını çizelim. Takdiri kesinlikle hak eden bir çalışma.
Pandemi esnasında bir hobi olarak başlayan bu yolculuk Polonya sınırlarına ulaşıyor ve elbet ülkemiz Türkiye’de bugünkü hatlarına erişiyor. Geliştirilmesinden bağımsız, yalnızca yayınlanması ve pazarlanmasıyla beraber hukuki süreçlerde destek alan Cem Boray Yıldırım, Once Alive’ı bugünlere getirebildi.
Böylelikle tam 6 dile çevrilmiş ve Türkçe başta olmak üzere İngilizce dillerinde de seslendirmeye sahip Once Alive çıkmış oldu. Elimden geldiğince kısa ve öz bir şekilde geliştirilme sürecine de değindiğime göre, geliştirici Cem Boray Yıldırım’a pek çok tecrübe katan Once Alive incelememize geçelim.
Türkçe dublajlı hikaye anlatısı
Yerli yapımın şüphesiz en kuvvetli olduğu yönü bu kısımda ele alacağız. Uzun zamandır rast gelmediğimiz bir Türkçe dublaja sahip Once Alive. Karakterlerin sesleri ve bazı notların da seslendirilmesi ile zaman zaman metin takip etmeksizin arkanıza yaslanıp dinleme olanağı sunuyor. Profesyonel seslendirme sanatçıları ve işinin ehli isimlerle beraber, hikaye anlatısını kuvvetli kılacak düzeyde başarılı bir seslendirmenin mevcut olduğu apaçık ortada.
Tat kaçıracak detaylar vermekten sakınarak hikayeye bir ufak giriş yapalım. Takvimler 2039’u gösteriyor ve kuduz türevi olduğu düşünülen bir virüs dünyayı yakıp kavuruyor. Yalnızca kendilerinin hayatta kaldığını düşünen 2 kardeşten biri, HaustVille kasabasının açık davetini değerlendirmeyi düşünüyor. Sonrasında gelişen olaylarda ise Jim ve Daniel kardeşlerden Jim’in kontrolünü alarak maceraya atılıyoruz.
Post apokaliptik bir atmosferde bir nevi aile draması işliyor yani Once Alive. Jim karakteriyle bizler hem ailemize dair dahasına hem de bu sessiz sedasız HaustVille hakkında dahasına ulaşmaya çabalıyoruz.
İşin bu kısmında da keşfedilebilir eşyalar ve flashbackler ile oyuncuya aktarılan bir anlatı tercihine gidilmiş. Oradaki insanların yaşantılarından kesitler sunan her bir flashback ve eşya aracılığıyla taşların yerine oturduğu, dolayısıyla karakterimizin ne olup bittiğini anladığı bir yapı gözetilmiş. Bir evden başkasına bir alt geçitten kale vari bir yapıya olan yolculuğumuzda, o yere bağlı kişilerin dilinden hikayeyi dinlediğimiz de söylenebilir.
Nitekim Once Alive, hikaye ve anlatı noktasında göze hiç sırıtmayan aksine başarılı diyebileceğimiz bir işe imza atmış. Makul motivasyonlar ve hedefleri kendince işleyerek oyuncuya aktarmış. Eşyalara yerleştirdiği noktalarla da Once Alive’ın apokaliptik atmosferini hem kuvvetli kılmak hem de bilgiler sunmak istemiş. Özellikle Türkçe dublaj faktörüyle de yıllardır beklediğimiz belki de bu denli ihtiyaç duyduğumuzdan bihaber olduğumuz bir gerçeği yeniden gün yüzüne çıkarmış.
Yürüme simülasyonu temelli oynanış ve diğer elementler
Yürüme simülasyonların ana akım bir tür olmadığı gayet ortada. Belki de oynanış yönüyle öne çıkmıyor oluşlarının etkilerinden belki de diğer oyunlara nazaran kontrolü daha çok eline aldığından. Gelgelelim ki işin hikayeyi tarafını kuvvetli ve dramatik belki de eşsiz kılan bu oyunların da alıcısı var. Kimi türlere göre azınlık olsalar da varlıkları kanıtlanmış. Daha az rastlanan oynanış mekanikleriyle de olsa işlenen hikaye ve olay döngüsü kimi oyuncular tarafından cazip bulunuyor.
Once Alive ise çok da uzun olmayan süresi boyunca bulmacalar ve QTE ile oynanış mekanikleri sunuyor. Bulmacaların çözümü de pek zorlayıcı olmamasıyla tempo olarak çok sorunla karşılaştırmıyor. Etrafı dikkatli incelediğiniz vakit rahatlıkla çözüme ulaşacaksınızdır ki kafa karıştırıcı bir eşya bolluğu da yok. Genelde yan odada ya da hemen oracıkta gerekli eşyaya ya da çözüme ulaşmanız bekleniyor. Vaktiniz varsa basket atmaktan da zarar gelmez ancak buraya da minik bir diyalog dokunuşu yapılabilirmiş demeden edemeyeceğim.
Kalan zamanda ise çoğunlukla yürüdüğümüz ya da bir iki karakteri dinlediğimiz söylenebilir. İşin hikaye anlatısı ve atmosfer kısmını güçlü tuttuğu müddetçe şahsen daha az dahil olmayı kabul edebilirim. Nihayetinde karşımda bana kendi tercihleriyle hikaye anlatmak isteyen bir yapım var. Fakat hem hikaye yönünden bağlayıcı unsurlardan yoksun hem de oynanış olarak kıt bir iş varsa işler eksiye çıkar ve tersine döner. Neyse ki Once Alive için durum böyle değil. Oynanış unsurları pek sık mı hayır ancak süresi nezdinde kabul edilebilir. Yerleştirildiği noktalar kapsamında tempo olarak bir sorun sunmuyor.
Görsel detaylar ve post apokaliptik atmosfer
Unreal Engine 5 ile geliştirilen Once Alive, çıkışından önce çoğunlukla görselliği ile ön plana çıkmıştı. Unreal Engine 5 ismi bile heyecan duymak için yeterliydi ki ortaya çıkan iş de bunu kanıtlar nitelikte. Öncesinde de değindiğim bir kısmı aradan çıkarak yine detaylara inmek niyetindeyim. Cem Boray Yıldırım ve kardeşinin de yüzlerinin oyuna aktarılmış olması bir iki minik nokta haricinde gayet başarılı duruyor.
Özellikle uzak mesafede bulunan yapıların göze hoş geldiğini söylemeliyim. Kaplama sorunu ortadan kaldırıldığı vakit yakın mesafede de hoş bir doku yakalanacaktır. Şu anki haliyle ilk yaklaştığınızda bir iki saniye yüklenmeleri sürüyor sonrasında görüntü son haline ulaşıyor. Kaplamalar her ne kadar şu an için üst düzey bir kaliteden yoksun olsa da müzikler içinse tam tersi geçerli. Hem müzik kullanımı hem de ses efektleri kullanımı bir hayli hoş. Oynarken dikkatimi çeken bir kısma da böylelikle değinmek isterim.
Once Alive’ın solo developer olarak Cem Boray Yıldırım tarafından geliştirildiğinin de bilincinde karşıma ne gibi detaylar çıkabilir diye düşünmedim diyemem. Bu gibi düşüncelerle oynarkense şans eseri bir durumun farkına vardım. Ayak sesleriniz üzerinde bulunduğunuz zemine göre değişiklik gösteriyor. Bu küçük durumu fark etmemle beraber oyuna karşı daha da bir ısındım. Geliştirici her ne kadar tek olsa da buna rağmen 3 yıllık emeğini bu proje uğruna vererek gerçek yaşamlarımıza dair bir iki noktaya da dokunabiliyor olmalı.
Once Alive’a geri dönecek olursak serüveniniz boyunca kapalı bir hava gökyüzünü kaplamakta. Bu durumun çoğunlukla sessiz sedasız post apokaliptik dünya tasvirine de pekala uyduğu ortada. Bir sonraki yapıda ne bulacağınız gizemini başarıyla işlemiş, gerçek anlamda bir şeyler keşfederek parçaları birleştirdiğiniz duygusunu kanımca geçirmiş. Hatta itiraf etmeliyim ki bir noktada ürktüm. Giriş yapacağım binaya uzaktan yaklaşırken bir cisim dikkatimi çekti. İlk başlarda ürksem de sonraları ne olduğunu idrak edebildim.
Buradan geleceğim nokta; gerek binaların gerekse çevresel etmenlerin ve dahasıyla beraber, gizem dolu ve o gerici post apokaliptik atmosferinin sağlanmış olduğu bulgusu. Açık ara fark yaratan Türkçe dublajlı hikaye sonrasında benim en hoşuma giden kısım burası oldu. Haliyle görsel olarak iyi bir işe imza atmakla beraber atmosferiyle de artı puanları topluyor Once Alive.
Optimizasyon ve buglar
Solo developer olarak geçirilen 3 yıl ardından çıkan Once Alive, optimizasyon nezdinde kılçıksız diyebileceğimiz muazzamlıkta değil. Her ne kadar aksinin gerçekleşmesini, her oyun için diliyor olsak da realist yaklaşalım. Şu günlerde büyük firmalar dahi işin bu tarafında takılırken tek bir kişinin takılmaması pek de olağan değil.
Özellikle kaplamaların geç yüklenmesi gibi sorunlar benim gözüme çarptı. Tüm seçeneklerde en yükseği seçtiğim haliyle toplamda 3 kez FPS düşüşü ile karşılaştım. Hazır konusu açılmışken Nvidia DLSS ve AMD FSR 3 gibi teknolojilerin de yer aldığı bilgisinin yanı sıra özelleştirilebilir grafik seçeneklerinin de yer aldığını aradan çıkaralım.
Beni rahatsız eden bir başka kısım ise kapalı mekanlara giriş çıkış esnasında yaşanan geçişlerdeki ışıklandırma üzerine. Pek yumuşak bir geçiş olduğunu söyleyemeyeceğim ne yazık ki. Haricindeki ışıklandırmalar gayet makul bir seviyede olsa da geçişler biraz sorunlu. Son olarak kayda değer bir başka husus ise başlangıç yükleme ekranı hakkında. Geliştiricinin de ifade ettiği üzere biraz vakit alıyor ancak ufak bir sinematik veya ara sahne ile örtülebilirmiş demekten kendimi alıkoyamıyorum.
Once Alive’ı bitirmeme ilaveten, default grafik seçenekleri ve sinematik anlatı modu ile de deneme serüvenlerimin sonucunda hiçbir oyun kıran bug ile de karşılaşmadım. Bazı performans sorunları mevcut ancak gelen güncellemeler ile giderileceğini ümit etmekteyim. Son olarak bu şekilde de yer yer tatsızlık yaşatsa dahi oynanabilir olduğu kanısındayım.
Cem Boray Yıldırım tarafından geliştirilen ve GameDev.ist tarafından yayınlanan Once Alive, 18 Kasım 2024 itibariyle çıkmış bulunuyor. Eğer okuyacak farklı incelemeler arıyorsanız Rogue like yapıya sahip Teenage Mutant Ninja Turtles Splintered Fate incelememize de göz atabilirsiniz.