Berke Sönmez
Berke Sönmez - Deputy Editor
17 Dk Okuma Süresi
Tails of Iron 2
7.8
Tails of Iron 2: Whiskers of Winter

Oldukça uzun zamandır denemek için bu denli heyecanlı olduğum bir iş çıkmamıştı desem sanırım yanlış olmaz. Oyunların arkasındaki hikayeleri de elimden geldiğince öğrenmeye çabalayan ve işi farklı boyutlarıyla ele almayı seven biri olmam neticesinde, kimine göre sadece vakit kaybettim ancak benim için öyle değildi. Ben yalnızca yaptığı iş ne olursa olsun onu tam olarak layıkıyla yapma alışkanlığımı oyunlara da taşımıştım. Bir nevi Completionist formuna bürünmüştüm.

Tails of Iron’a da bu biçimde yaklaşmış ve seri olmasına sebep olacak Tails of Iron 2: Whiskers of Winter haberini aldığımda da adeta sevinçten dört köşe olmuştum. İlk oyunun tam anlamıyla başaramadıklarını bu kez geride bırakacaklarını ve ortaya muazzam bir emek koyacaklarını düşünüyordum ki yarı yanıldım yarıysa haklı çıktım. 7 saate yakın serüvenimin ardından kafam karışık biçimde ayrıldığım Tails of Iron 2: Whiskers of Winter, “bana niye bu hissi yaşattı?” sorusuna cevabı inceleme boyunca ifade etmeye çalışacağım. Hem sizler için hem de kendim için. Öyleyse lafı daha da uzatmadan hikaye kısmı ile minik bir adım atalım.

Krallığın kaderi bizim kuyruğumuzda!

Geralt of Rivia olarak da duyduğumuz ve bildiğimiz Doug Cockle anlatısı bir kez daha kulakların pasını siliyor. Karanlık tonlara doygun olan hikayemizde hayvan ciyaklamalarının iç dünyasını yansıtan seslendirme, gerçekten usta bir işe imza atıyor. Bir savaş öncesi veya sonrası ya da görev teslimi sonrası o anın duygu yoğunluğunu pekala oyuncuya aktarmayı biliyor. Anlatı kısmının başarısına ufak da olsa değindikten sonra Arlo’nun farklı kıtalara yelken açtığı gibi hikayemize doğru yelken açalım.

Tails of Iron 2

Çocuklarınıza okumak istemeyeceğiniz bir masaldan hallice olan hikaye bir masal daha doğrusu fabl olarak yansıtılıyor. Başta bizi bir bebekken sahiplenip büyüten babamızın krallığı nasıl kurduğu ve kıtanın dört bir yanında gerçekleşenler özet geçiliyor. Gelgelelim ki acı gerçek ortada ki Orta Çağ’da geçmekte olan bir hikayede yıkımın uğramadığı an ve kapı yok. Haliyle Arlo’nun babasının kurmuş olduğu krallık kana bulanıyor ve karakterimizin minik fare yüreğinde intikam kıvılcımları çakıyor. Yarasalara bir daha gün yüzü ya da gece göstermemeye ant içtiğini düşündüğüm Arlo bize emanet ediliyor.

Krallığın varisi olarak adım atması beklenen Arlo’ya o adımları attırıyoruz. Pek sevimli anlarla dolu bu kıtada; farklı karakterler, farklı topraklar ve yaşanmışlıklarla coğrafyanın acımasızlığıyla baş başa bırakılıyoruz. Tails of Iron 2: Whiskers of Winter, ilk oyun ile tam anlamıyla bir bağlantı sunmasa da bazı mekanlar ve karakterlerin yerini korumuş. Yerini koruyan bir başka unsur ise hikayenin işlenme biçimi ve karanlık tonları olmuş diyebiliriz. Bunları her ne kadar göz önünde de bulundursak tam anlamıyla bir devam oyunu demek için dahası gerekeceğini düşünüyorum. Bunu da aradan çıkardığımıza göre biraz daha kendi kanaatlerime değineceğim bir kısma geçelim.

Tails of Iron 2

Öncelikle hikayeyi tahmin etmesi kolay ve gizemden biraz yoksun buldum. Açıkçası daha görevi alır almaz ne olacağını tahmin ettim ve sonunda doğru olduğum gerçeği ile karşılaştım. Oysaki özellikle bu kısmı biraz daha ince eleyip sık dokusalar eminim daha rafine bir iş ortaya koyabilirlermiş. Bu noktaya kadar çok takmamış olsam da özellikle final kısmında pek mutlu ayrıldığımı söyleyemeyeceğim. İleriye yönelik bir DLC ya da yeni bir oyun için, amiyane tabirle açık kapı bırakmak olarak nitelendirdiğim tercih beni pek açmadı. Ziyadesiyle zorlama gibi geldi. O noktaya kadar çizdikleri karakter portresine de pek uyduramadım açıkçası. Bu serinin devam etmesini elbette isterim ama bu şekilde değil. Nitekim biraz daha işlendiği vakit ortaya çıkabilecek muazzam bir potansiyel var çünkü.

Yalnız bu da elbet bir zevkler ve renkler meselesi. Artık bu kısmı toparlayayım ve daha geveze olacağım oynanış kısmına geçeyim. Tails of Iron 2: Whiskers of Winter hikayesel anlamda kesinlikle potansiyelinin altında kalmış. Ana senaryomuz krallık hikayesi başta olmak üzere daha iyi bir işe imza atabilecekken mevcut haliyle sıradan diyebileceğimiz bir standartta kalıyor. Umarım geliştirici ekip de geri dönüşlerle beraber gelecekte daha kompakt bir iş ortaya koyar.

Oynanış

İlk yapımın belki de en çok topa tutulan kısmının akıbeti bu kez de benzer bir eğride. Gerek demosu ile gerek de Tails of Iron 2: Whiskers of Winter paylaşımları boyunca nelerin değiştireceği veya yenileyeceği epey bir merak konusu idi. İşte bu yüzden bu kısımda, pek çok kez karşılaştırma metoduna başvuracağım. Öncelikle yan görev kalitesinin gözle görülür bir iyileştirmeye sahip olduğunu söylemek istiyorum. Git şu kadar altın bul et yapısı daha çekilebilir bir yapıya erişmiş.

Tails of Iron 2

Görev yapısı çoğu zaman spesifik bir boss veya düşman kesmek üzerine olsa da iyileştirmelere kavuşmuş. Mesela bir iki farklı noktada küçük keşif sekansları sonrasında bazı eşyalar ile farklı bir noktadaki görevi tamamlayacak konuma geliyorsunuz. Bu basit örnek dahi acaba metroidvania elementlerinin üzerine biraz daha durulsa daha iyi sonuçlar elde edilebilir miydi sorusunu uyandırdı bende.

Her neyse konuyu çok dağıtmadan bir başka sorunun giderilmesini aradan çıkaralım. Crafting mekaniği ile hızlı seyahat etmek zamandan epey bir kazandırıyor ve tek artısı bununla da sınırlı değil. Düşmanlardan düşen veyahut çevrede bulunan malzemeler Arlo’nun elinde değere biniyor. Üretilebilecek eşyaların yanında kıtada bulunabilecek onca ekipman dağıtılmış. Her birinin çizimleri de yine ilk oyunda olduğu gibi emek kokuyor. Onca farklı düşman tiplerine karşın gerçekten geniş bir eşya havuzu oluşturuyor. Gerçi Arlo’nun elini kuvvetlendiren tek şey bunlar değil. Kuzeyli olmasından genlerinde savaşmak olan Arlo diğerlerinden farklı olarak büyü de kullanabiliyor. Peki nasıl mı?

Tails of Iron 2

Tails of Iron 2: Whiskers of Winter’ın farklı anlarında bahşedilen bu elemental büyüler, oyunun sunmuş olduğu mekanikler arasında en öne çıkanı. İlk yapımdaki kurbağa, köstebek gibi hayvanlara karşı geçerli direnç yerini element sistemine bırakmış durumda. 4 Element üzerinden işlenen sistem böylelikle savaş sistemine de entegre edilmiş. Farklı kıtalarda elde edilen bu 4 büyü belirli noktalarda gelişim de gösteriyor ancak ben pek yeterli bulmadım. Dahası kesinlikle başarılabilirmiş.

Tails of Iron 2: Whiskers of Winter, ilk oyuna nazaran daha açıklayıcı bir eşya ve envanter sistemi kurmuş. Zırh parçaları veya silahlar ile hangi istatistiklerin ve elementlerin sayısal değerleri ortaya koyulmuş. Bunun haricinde hangi yaratığın hangi vakit bulunacağı veya hangi elementlere karşı zayıf olduğu gibi bilgiler sunan külliyat da epey kolaylık sağlıyor görünüyor.

Öyleyse kılıç ve kalkanı çarpıştırma zamanı geldi de çattı. Tails of Iron 2: Whiskers of Winter aksiyon tarafında zorlayıcı bir yapı hedeflemiş. Souls like esintilerini burada sentezlemeye çalışmış. Onca farklı düşman tipi oyuncuyu farklı ekipman kullanımına itmek istemiş. Her ne kadar zaman zaman ekipman değiştirme eylemini yorucu ve tempo düşürücü bulsam da bazen gerekli olduğu gerçeği ile bocaladım. Özellikle oyunu en zor modda oynuyorsanız eğer en fazla hasarı verecek ve en az hasarı alacak şekilde oynamayı tercih ediyorsunuz. Ne yazık ki zorluk modları arasındaki denge de pek iyi kurulmuş değil.

Tek el, çift el, mesafeli silahların yanı sıra büyü ve tuzakların da rol aldığı aksiyon yapısı, silah bileme mekaniği ile de donatılmış. Burada bir diğer pek kullanılmayan mekanik olan kancanın sisteme dahil edilmesini kesinlikle bekliyorken maalesef hayal kırıklığına uğradım. Tails of Iron 2: Whiskers of Winter boss savaşlarında ve düşmanlara karşı farklı yaklaşımlara itme fikrini hayata geçirebilmesine karşın kesinlikle dahasını başarabilirmiş. Zorluk seçenekleri ile oyuncuya emek verdiği işi gösterme çabasını takdire şayan bulsam da mekanikleri üzerine biraz daha kafa yorarak çok daha üst düzey bir iş ortaya koyabilirmiş.

Mevcut haliyle düşman çeşitliliği ve boss miktarı yüksek ancak şüphesiz daha iyi olabilecek bir sisteme imza atmış. Boss savaşı demişken bazı opsiyonel boss savaşlarının resmen kovalamaca ile geçiyor oluşu da biraz sinir bozucu olmuş. Hali hazırda eklemiş oldukları farklı fazları keşke bu bosslara da eklemeyi düşünselermiş. Aksiyonu toparlayacak olursak elbette belirli bir standartın üzerinde bir çaba sonuç vermiş. Özellikle saldırıların hissiyatı noktasında iyi bir iş çıkartılmış. Düşmanların element dirençleri ve zayıflıklarına göre yaklaşım fikri de hoş.

Yine bir başka büyük bir mekanik olmasını beklediğim fakat yüzeysel olması ile buruk bir tat bırakan inşa sistemi. Senaryonun bir noktasında aktifleşen bu kısım, Arlo’nun tek görevinin yarasalara karşı çetin bir mücadele vermek olmadığını hatırlatıyor. Kendisi krallığının ayaklanışını da gözetmeli. Birtakım karakterlerin mutfak, demirci ve dükkan gibi mağazalar açıp Arlo’ya bu amacında yardımcı olduğu doğru. Lakin bu kısmın açıldığı ilk anda dahi çok basite indirgendiği ve dahasının sunulabileceği gerçeği buruk bir tat veriyor. Kıtanın dört bir yanından toplanabilecek dekorasyonlar Arlo’ya bir artı sunmasa da görünürde etkileri olduğu için daha çok ilgimi çekti.

Tails of Iron 2 Whiskers of Winter

Bu kısımda özellikle değinmek istediğim bir alan daha var ki bence çok mühim. Mutfağı geliştirip yeni tarifler elde ettikçe Arlo’nun canı artıyor. Buraya kadar sorun yok gayet basit değil mi? Fakat canı artarken can tamamlama ekipmanın da bir miktar büyüme göstermesi beklenir değil mi? Cevap maalesef ki hayır. Can artıyor ama aynı miktarda can yenileyebiliyoruz. Bir noktada tam bir can yenileme barı, Arlo’nun yaralarını tam anlamıyla saramıyor.

Tüm bunlar ışığında Tails of Iron 2: Whiskers of Winter, oynanış yönüyle hem başarılı hem de potansiyelinin altında bir miktar ezilmiş kanımca. En basitinden büyülerin gelişmesi yerine alternatif bir kullanım veya minik bir yetenek ağacı eklentisi bile çok daha keyifli bir yapı sunabilirmiş. Öncesinden minik değinmiş olduğum metroidvania unsurlarının bile yaygınlaştırılması daha farklı bir hava katarmış kuşkusuz. Yine de bu haliyle dahi oynarken keyif alacağınız ve farklı yaklaşımlara başvuracağınız bir döngü kotarılmış.

Masal kitabını aratmayan sanat tasarımı ve atmosfer

Tails of Iron 2: Whiskers of Winter incelemesi boyunca tek bir negatif unsur dahi saymayacağım daha doğrusu istesem dahi sayamacağım bir alandayız. Tails of Iron 2: Whiskers of Winter iş çizime geldiği anda resmen döktürüyor. Gerek karakter gerek eşya gerekse dünya tasarımları ile atmosferin içinde sizi hapsediyor. Her bir köşesiyle bambaşka bir detay sunan Tails of Iron 2: Whiskers of Winter ile geliştirici ekip, çıtayı adeta daha da yükselterek kendini bir kez daha kanıtlıyor.

Özellikle bir indie oyunun, oyuncuyu hayran bir şekilde ekrana kilitlemesi geliştirici ekip için oldukça gurur verici olsa gerek. Bu kısım hakkında konuşmayı sürdürüp methiyeler dizmeye devam edebilirim ancak çizerler zaten ustalığını konuşturmuş beni daha fazla yormak isteyeceklerini sanmıyorum.

El emeği sanat tasarımından biraz daha atmosfere kayacak olursam birbirlerini kuvvetli kılan bir yapı olduğunu söyleyebilirim. İş çizerliğe geldi mi Tails of Iron 2: Whiskers of Winter’a gözünüz kapalı güvenebilirsiniz. Farklı kıtalarda yer alan müzikler ve ses tasarımı da sanat tasarımı birlikteliğinde oyuncuyu o ana çekiyor. Açık kapalı mekanlar arası farklılıklar da boy gösteriyor. Sesin yankılı bir biçimde gelmesi veya farklı düşmanlara farklı silahlarla inen darbelerin kulağa farklı geldiği pek çok an mevcut.

Tails of Iron 2: Whiskers of Winter, ilk oyunun üzerine çıkabiliyor mu?

İşte incelemenin henüz başında bahsettiğim o karışık duygular durumu burada biraz daha aydınlanacak. Açıkça söylemek gerekirse teknik olarak ilk oyunun pek çok yönden üzerine çıkıldığını söyleyebilirim. Yalnız bu demek olmuyor ki Tails of Iron 2: Whiskers of Winter daha da iyi olamazdı. Deneyimim boyunca pek çok kez burası çok daha iyi olabilirmiş neden böyle yapmışlar ki benzeri söylemlerim oldu. Yer yer kuşkuya da düşsem ortada iyi bir iş olduğu ortadaydı ancak beklentilerim yalnızca bununla sınırlı değildi. Tails of Iron 2: Whiskers of Winter gerçekten dahasını beklediğim bir oyundu ve maalesef hayal kırıklığına uğramıştım. Yaklaşık 7 saatte her bir köşesini didik didik ederek bitirdiğimde kafam karışık bir biçimde ayrılmıştım.

Tails of Iron 2

Lakin bir noktada bu gerçekten sıyrılmam gerekti aksi halde inceleme standartlarımın epey bir dışına çıkacaktım. O yüzden söylemekte fayda var ki ister tekil olarak isterse bir devam oyunu olarak değerlendirilsin Tails of Iron 2: Whiskers of Winter oynamaya değer bir iş. Çok dengeli olmasa da sunduğu zorluk seçenekleri ile zorlanan oyuncunun da elinden tutmakta ve emek verdiği projeyi oyunculara sunma isteğinde. Özellikle sanat tarzı ve elle çizilmiş olan dünyası kesinlikle takdire şayan. Hikaye ve oynanış tarafında daha iyisini başarabilecekmiş hissiyatı verse de mevcut yapı da belirli bir standartın üzerinde.

İlk yapımın birtakım sıkıntıları bu kez giderilmeye çalışılmış, bir nebze de olsun törpülenmiş. Fakat belki de buna çok odaklandıklarından mevcut mekaniklerin ve yapının çok daha iyi bir seviye ulaşabileceği gerçeği görülememiş. Şayet bu noktalara da sanat tasarımına verilen usta işçiliğin yarısı dahi verilse şu an bambaşka şeyler de konuşuyor olabilirdik. En basit örnek olaraksa oyun süresi konusunda güvenilir bir adres olan How Long to Beat‘i öne süreceğim.

Tails of Iron’ın ana hikayesi 7.5 saat sürerken Tails of Iron 2: Whiskers of Winter ise yalnızca 8 saat sürüyor. Completionist olarak ise 10.5 ve 12 saat süreleri listelenmiş. Sayılar konuşuyorken ben lafı daha fazla gevelemeyeceğim. Bir kez daha özetleyecek olursam Tails of Iron 2: Whiskers of Winter üzerine ilk oyundan daha fazla uğraşıldığı aşikar. Öyle ki yapımdaki farelere isim veren serinin yapımcısının minik dostlarının ömrü, geliştirme sürecinin tamamlanmasını görmeye yetmemiş. Son derece üzücü bir olayın anısını bu biçimde kitlelerle buluşturabilmek ve onları da dahil edebilmek, yapımcının minik dostlarının mirasını yaşatmak değil de nedir ki?

Optimizasyon

Optimizasyon kısmı da Tails of Iron 2: Whiskers of Winter’ın oyuncuyu üzmediği alanlardan biri. Mac ve Linux desteklerinin yanında astronomik düzeyde olmayan sistem gereksinimleri gayet kullanıcı dostu. Deneyimim boyunca herhangi bir bug ile karşılaşmadığım gibi hiçbir FPS düşüşüne de maruz kalmadım, sabit FPS devam ettim. Önerilen sistem gereksinimlerinin üzerindeki bir sistem ile oyuncuyu üzmeyeceği kanısındayım. İlaveten Steam Deck kullanıcılarının da sabit 60 FPS aldığı ve memnun bir deneyimle ayrıldığına dair dönüşleri belirtmiş olayım.

Odd Bug Studio tarafından geliştirilen ve United Label ile CI Games tarafından yayınlanan Tails of Iron 2: Whiskers of Winter, 28 Ocak 2025 tarihi itibariyle çıkmış bulunuyor. Eğer farklı bir inceleme okumak isterseniz yerli stüdyo Tape Corps’un ilk oyunu Sodaman incelememize de göz atabilirsiniz.

Tails of Iron 2
Tails of Iron 2: Whiskers of Winter
7.8
İnceleme 7.8
Bu makaleyi paylaş
Deputy Editor
Takip et
"Praise The Sun"
Yorum yapılmamış

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir