Elden Ring Lore Bölüm 3: The Shattering

Shadow of the Erdtree çıkmadan Elden Ring'in arkaplanında ne olduğuna hep beraber bir göz atalım.

Ömer Sefa Taşkın
Ömer Sefa Taşkın - Yazar
12 Dk Okuma Süresi

Uzunca bir aranın ardından Elden Ring lore’una kaldığımız yerden devam ediyoruz. Bu lore serisinin ilk yazısında daha çok olgulardan (dış tanrılar, güçler, efsunlar, büyüler) ve Elden Ring’in kendisinden bahsetmiştik ve ikinci yazımız da olaylara giriş yazımız olmuştu. 4 bölüm olarak hazırlamaya çalıştığımız bu yazının bu bölümü ikinci Elden Lord ve Kraliçe Konsort’u Radagon’un yükselişinden Elden Ring’in Kraliçe Marika tarafından parçalanmasına kadar sürecek. Şimdiden hepinize keyifli okumalar diliyorum.

Elden Ring’te olaylar arası vakitler genellikle çağlar sürecek kadar uzun sürebiliyor. Örneğin Antik Ejderhalar Döneminin kapanışından Age of The Erdtree’nin başlangıcına kadar yüzyıllar, belki de binyıllar geçmiştir. Lore tam bir mythos ve karakterler de adeta gerçek tanrılar olduğundan bu zaman dilimleri onlar için çok bir şey ifade etmemesi çok normal. Ölüm, Maliketh’te saklı kaldığı sürece zamanın Lands Between’deki yaratıklara herhangi bir etkisi bulunmuyor.

Bu sebepledir ki Lord Godfrey’in Lands Between’i başından sonuna kadar fethedişi ve ordusunun Morne Kalesinin önünde son savaşı vermesi ne kadar uzun sürmüştür bilemiyoruz. Ancak bu fetih devam ederken birinci ve ikinci Liurnia savaşlarında Golden Order ordusunun generallerinden kızıl saçlı Radagon en önlere çıkmaya, Lord Godfrey’den sonraki en güçlü savaşçı olmaya aday olarak gösterilmişti.

Radagon
Radagon of the Golden Order, Resim: DSittaro – DeviantArt

Golden Order’ın ordusu Liurnia gölünün kıyılarına dayandığında Kraliçe Rennala, Raya Lucaria’da kalmak yerine bu ordu ile bizzat kapışmayı seçmişti. Radagon ile Rennala’nın ilk karşılaşması 1. Liurnia Savaşında gerçekleşti. Savaş ne Golden Order ne de Raya Lucaria lehine bitmişti. Ancak Greater Will eksiksiz bir fetih istiyor, Lands Between’de tam bir hakimiyet kurmak istiyordu.

Nitekim bu istekler daha fazla savaş ve vahşete yol açtı. Radagon ve ordusu daha büyük bir orduyla tekrar saldırmayı denedi ve Rennala daha güçlü bir savunma ortaya koydu. Savaş büyük kayıplara yol açtı ancak iki taraf da kaybetmeyi göze alamıyordu. Savaşın neticelenmesi için Radagon ile Rennala ordu komutanları olarak görüşmeye başladılar. Bu görüşmeler sırasında Rennala onu nasıl ikna etti bilemiyoruz ancak Radagon, Golden Order’a sırt çevirip kendini Rennala’ya adamaya karar verdi. Liurnia’nın batısında yer alan Church of Vows’ta bir daha vahşi hislerine kapılmayacağına yemin etti ve Rennala ile orada evlendi.

Radagon ile Rennala’nın evliliği savaşın iki tarafı için ateşkes oldu ve Liurnia ile verilen iki savaşı da kazanamayan Golden Order için geri çekilme ve toparlanma vakti geldi. Savaşlar bitmiş Lord Godfrey’in Lands Between’in en güneyindeki hedefi Castle Morne da düşmüş ve savaşacak herhangi bir yer kalmamıştı. Söylentilere göre son savaşından sonra Godfrey’in gözlerindeki o savaşçı ateşi gitmiş, yerine tecrübeli olmasına rağmen yorgun ve bitkin bir kral gelmişti. Bu durum Kraliçe Marika tarafından hoş görülmedi ve Lord Godfrey’i ve ordularını Lands Between’in öte diyarlarında (Badlands) savaşlarına devam etmek için sürgüne yolladı.

Bizim bugün oyunda “Tarnished” dediğimiz kavram bu sürgüne gönderilenlere verilen isimdir. Kraliçe Marika tarafından kutsal ışığın rehberliğinden (Guidance of Grace) menedilen ve Lands Between’den sürülen kişiler, ilk Tarnished’lar olarak tarihe geçtiler. Lord Godfrey de bu ordunun komutanı olarak ilk tarnished oldu ve eski ismini geri aldı; Hoarah Loux, Chieftain of the Badlands.

Hoarah Loux Chieftain
Hoarah Loux, Chieftain of the Badlands

Başta da bahsettiğim gibi Elden Ring’teki süreçler yüzyıllar ile açıklanabiliyor. Lord Godfrey’in fetihlerinin sonlanması ve sürgün edilmesi süreci de yüzyıl denilebilecek bir süreçte gerçekleşmiş olsa gerek ki bu süreçte Radagon ve Rennala’nın çoktan üç çocuğu olagelmişti. Bu çocuklar en büyüğünden en küçüğüne sırasıyla Rykard, Radahn ve Ranni’ydi. Çocukların üçü de Raya Lucaria’nın kendilerine sunduğu büyü derslerinden nasibini aldı. Ağabeylerinden farklı olarak Ranni, Two Fingers tarafından Empyrean olarak seçilmişti.

Rykard Radahn Ranni
Soldan sağa sırasıyla; General Radahn, Ay Prensesi Ranni ve Yargıç Rykard. Resim: Gravitydusty – Danbooru

Godfrey’in sürgün edilmesiyle artık yeni bir Elden Lord’a ihtiyaç duyan Kraliçe Marika, bir zamanlar ordusunun en büyük generallerinden biri olan Radagon’u Elden Lord ve Kraliçe Konsortu olarak geri çağırdı. Radagon’un Rennala ile beraberken nasıl olur da bu kadar kolay bir şekilde Rennala’yı terk edip Kraliçe Marika ile evlendiği lore bakımından karanlıkta kalan bir kısım. Ancak kaynaklar öyle gösteriyor ki Radagon, Kraliçe Marika’nın çağrısına cevapsız kalmadı ve onunla evlenerek İkinci Elden Lord ünvanını aldı. Marika, Radagon’un çocuklarını kendi çocukları ilan etti ve çocukları Leyndell’e kabul etti.

Tüm bunlar yaşanırken Rennala tarafında işler giderek üzücü bir hal almaya başlıyordu. Hem kocası tarafından terk edilmesinin hem de çocuklarının elinden alınmasının acısıyla kendisini Raya Lucaria’nın devasa kütüphanesine kapatan Dolunay Kraliçesi bir daha asla oradan dışarıya adımını atmadı. (Rennala, Marika’dan nefret ettiğinden dolayı haritanın genelinde sık sık bulabileceğiniz Stakes of Marika’lardan Raya Lucaria’da hiç bulamazsınız. Bu sebeple Rennala boss fightı belki de oyundaki en uzak yeniden dirilme noktasına sahiptir.)

Rennala
Rennala, Queen of the Full Moon

Hem Raya Lucaria’nın hem de Caria Kraliyet Ailesinin yöneticisi olan bu büyük figür ortadan kalkınca Liurnia’da bir iç savaşın çıkması işten bile değildi. Liurnia’nın kuzeyinde yerleşkeleri olan Caria Kraliyet Ailesi ve onları yeni yönetimde kabul etmeyecek Raya Lucaria’nın şövalyeleri arasında kıran kırana bir savaş başladı. Şövalyeler Caria’lıları Caria Manor’a kadar geri püskürtse de Caria’lılar bu kalede bulunan aşılamaz bir güvenlik büyüsü sayesinde hayatta kalmayı başardılar. İçeri giremeyen şövalyeler ve dışarı çıkamayan Caria’lılar için savaş orada son buldu ve Raya Lucaria, şövalyelerin elinde kaldı.

Yıllar yılları (belki de yüzyıllar yüzyılları) bu şekilde kovaladı. Lands Between’deki tek rakibi olan Caria’lıların dağılmasıyla Leyndell ve Golden Order artık en güçlü zamanlarını yaşıyordu. Marika ve Radagon’un ikiz çocukları Malenia ve Miquella doğmuş ve kendi isimlerinden bahsettirmeye başlamışlardı bile. Elbette tüm çocuklar en büyükleri Godwyn’in gölgesinde yaşıyorlardı ancak birer Empyrean olarak seçilen Ranni, Malenia ve Miquella Elden Ring’in gücünü taşıyabilecek varisler olarak öne çıkıyorlardı.

Ancak Ranni’nin aksine Malenia ve Miquella, lanetli doğmuşlardı. Malenia tüm diyarlardaki en yetenekli ve hiç yenilmemiş olmasıyla nam salan bir kılıç ustası olmasına rağmen bedeni kızıl çürüme ile karşı karşıyaydı. Kızıl çürüme zamanla Malenia’nın sağ kolunu ve bacaklarını çürütmüş, kızın vücuduna bu uzuvların protezleri takılmıştı. Miquella’ya gelince diyardaki en zeki ve herkesin sevgisini kolayca kazanabilen bu varlık sonsuza dek bir çocuk bedeni içerisinde hapsolmakla lanetlenmişti. İkizler daima çok yakınlar ve birbirlerine sürekli destek oluyorlardı. Miquella, Malenia’nın çürümesini önlemek için bir tedavi bulacağına, Malenia ise kanının son damlasına kadar kardeşini korumaya yemin etti. İkizler, bu uğurda Golden Order’ı bile umursamayacak derecede birbirlerine bağlıydı.

Malenia ve Miquella
Miquella ve Malenia, Resim: GravityDusty – Danbooru

Kalan tek Empyrean Ranni ise annesine yapılanlardan ötürü Marika ve Radagon’dan nefret ediyor, Marika’nın varisi olma fikri onu çileden çıkarmaya yetiyordu. Empyrean olmaktan kurtulmanın yollarını arayan Ranni fikir üzerine fikir, teori üzerine teori üretirken en nihayetinde bedeninden kurtulursa Empyreanlıktan da kurtulacağını keşfetti. Şimdi sıra kendini öldürmeden bedeninden nasıl kurtulacağının yolunu bulmaktaydı.

Kara Bıçakların Gecesi ve Elden Ring’in Parçalanması

Bir ritüel ve bir kurban. Ranni’nin ruhunun bedeninden ayrılması için bir ritüel ve bir kurbana ihtiyacı vardı. Biri bedeninden kurtulacak ve ruhunu koruyabilecek diğeri ise bedeni sağlam kalmasına rağmen ruhu yok edilecek. Ancak sıradan birinin ruhu ile olmaz. Eğer bir yarı tanrı bedeninden olacaksa, ruhundan olacak kişi de bir yarı tanrı olmalıydı. Ranni düşündü. Rykard ve Radahn olamazdı, öz kardeşlerini (Radahn Ranni’nin kaderini durdurmuş olsa bile) öldürmeyi yeğlemezdi. Miquella her zaman Malenia tarafından korunur ve Malenia’yı öldürmek için diyardaki en büyük ordular bile yetersiz kalabilirdi. Mohg ve Morgott yarı tanrı olmasına öyleydiler ancak alamet olduklarından dolayı ritüel için uygun sayılmazdılar. Geriye öldürülmesi için en uygunu, diğerlerine göre en savunmasızı olan Golden Order’ın varisi Godwyn kalıyordu. Ranni hedefini seçti.

Geriye sadece ölümü Maliketh’ten çalmak ve Godwyn’i öldürecek birilerini bulmak kalıyordu. Bu meseleyi nasıl hallettiği bilinmez ancak Ranni ironik bir şekilde Marika’nın soyu olan Numenlerden bir suikastçı ekibi toplamayı başarmıştı. Suikastçılar Maliketh’ten çaldıkları ölüm rününün bir parçasını bıçaklarına sürdükler ve bıçakları geceden bile daha siyah bir hale büründü.

Her şey hazırdı. Kara bıçakların gecesinde Numen suikastçılar Golden Order’ın en büyük temsilcisi Altın Godwyn’i bıçaklayıp ruhunu söktüler. Ranni ise aynı vakitte Liurnia’daki kutsal kulede kendi bedenini yaktı. Artık Ranni bedeni olmayan bir ruh, Godwyn ise ruhu olmayan bir bedendi.

Godwyn
Godwyn The Golden, ölümün lanet izinin yarısı kendi sırtına diğer yarısı da Ranni’nin bedenine kazınmıştır.

Kraliçe Marika, en gözde çocuğunun ölümüyle büyük bir sarsıntı geçirdi. Hep hayalini kurduğu kimsenin ölümle yüzleşmediği binyıllarca süren bu düzen gözlerinin önünde bir anda yok olmuştu. Belki bu ölüm, Greater Will’i sorgulamasına neden oldu belki de (bazı teorilere göre) bu en baştan Marika’nın kendi planıydı ancak Marika artık Elden Ring’in kutsaliyetini reddetmeye başladı. Bir gün çekicini alıp Elden Ring’i paramparça edene kadar hiddetle kırdı. Elden Ring’in parçalanmış rünleri diyarın dört bir yanındaki çocuklarına dağıldı. Söylenen o ki o günden itibaren Kraliçe Marika bir daha hiç görülmedi.

Marika

Anlatılacak çok şey ve verilecek çok detay var ancak elimden geldiğince ince detaylara girmeden lore’u bitirmeye çalışıyorum. Dördüncü ve son bölümde yarı tanrıların savaşından oyunun başlangıcına kadar olan dönemi anlatıp seriyi bitirmeyi planlıyorum. Buraya kadar okuyan herkese tek tek teşekkürlerimi sunarım. Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere hoşçakalın, oyunla kalın.

Bu makaleyi paylaş
Tam zamanlı çamaşır makinesi, yarı zamanlı MisteRNOOB'ta yazar.
Yorum Yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir